Pandemi nedeniyle Türkiye’de ilk kez uygulanan 17 gün ve 10 saatlik güya tam kapanmanın 4. günü de geride kalıyor.
Türkiye’de ilk kez yaşanan bu uzun kapanma, vaka sayılarının düşmesini sağlıyor ama diğer taraftan da bir takım sıkıntıları beraberinde yaşatıyor.
Mesela;
Bugün görüştüğümüzde Türkiye Sebze Meyve ve Pazarcılar Federasyonu Kurucu Genel Başkanı Mehmet Çakman çok öfkeliydi.
Geçen dönem;
Bursa’da AK Parti il yönetiminde de bulunan Çakman’a göre, pazarcı esnafı zor durumda.
Kaldı ki;
Kapanma kararıyla birlikte bu durumu öngörmüş ve üreticilerin büyük zarar göreceğine işaret etmişti Çakman.
Türkiye’nin bereketli topraklarında şu sıralar adeta ürün fışkırdığını ama alıcısı olmadığı için ürünlerin tüketiciye gelemeden çöpe atıldığını ve atılacağını anlattı.
İlk örneği Antalya Serik’ten verdi.
Serik’te en iyi dometesin 2 liraya zar zor alıcı bulabildiğini ve üreticinin ürünlerini satamadığını anlatan Çakman, tek alıcının zincir marketlerin satın alma birimleri olduğunu bu nedenle de fiyatların zarar fiyatına düştüğünü anlattı.
Bu duruma rağmen;
Marketlerde 8 liradan aşağı domates bulunmadığını hatta harika olarak tanımlanan domates türünün marketlerde 12 liraya kadar satıldığını anlatan Çakman, bu yüksek fiyata rağmen, tek zarar edenin çiftçiler olduğunu söyledi.
Türkiye Sebze Meyve ve Pazarcılar Federasyonu Kurucu Genel Başkanı Mehmet Çakman’ın verdiği bir başka örnek de Fethiye’dendi.
Bölgede hava sıcaklığının 40 derece olduğunu, topraktan adeta ürün fışkırdığını ama alıcının olmamasının üreticilerde büyük hayal kırıklığı yarattığını belirtti.
Bu yönde telefon görüşmeleri yaptığını söyleyen Çakman’ın tespitlerine göre, üreticinin sattığı fiyatlar şöyle:
Domates 2 lira
Salatalık 1 lira
Kabak 2 lira
Sivri biber 2 lira
Çarliston biber 2.5 lira
Çilek 5 lira.
Federasyon kurucu başkanı’na göre bu ürünlerin marketlerdeki karşılığı 10 liradan aşağı değil.
Arada yüksek bir fiyat farkı var.
Bu da hem üreticiyi, hem de tüketiciyi olumsuz etkiliyor.
Bu kapanma döneminde tarlada durumun farklı olduğunu, doğal seleksiyon nedeniyle ürünlerin tarlada beklemediğini ve yetiştiğini hatırlatan Çakman’a göre, bu ürünlerin toplanıp kamuya açık cadde ve sokaklardaki pazar yerlerinde bir an önce tüketiciye ulaştırılması gerekiyor.
Yaşanan bu süreçte pazarcı esnafının içinin acıdığını söyleyen Çakman’ın sitemleri de var.
En büyük sitemi de Bursa’da esnaf kuruluşu çatısı olan BESOB.
Konuştuğumuzda;
“Maalesef BESOB’un hiç sesi çıkmıyor” diyen Çakman, “Bugüne kadar gıkları çıkmadı, hiç olmazsa ellerini taşın altına koysunlar da yapacakları bir planlama ile tedbir alsınlar, önlem alsınlar” görüşünde.
BESOB yönetimi de bir çağrısı da şu oldu:
“Ağlamayan çocuğa süt verilmez. Planı ve projesi olmayanı dinlemezler. Tabandaki gücünüzü, idari yöneticilere hissettirin. Diyalog farklı bir meziyettir. Hiç olmazsa kıpırdayın biraz bu esnaf için”