Bu sabah;

Kültür Okulları’nda, 7 Aralık’ta gerçekleştirilecek “eğitimde yapay zekanın önemi” konulu konferansın tanıtımına katıldık.

Okul kurucuları Zafer Bulut ve Yıldırım Sırakaya, bu etkinliği “geleceği şekillendiren buluşma” diye tanımladılar ki doğru bir tespitti.

Tanıtımda;

Okula danışmanlık yapan Bahçeşehir Üniversitesi’nin Yenilikçi Eğitim Geliştirme Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Yavuz Samur da vardı.

O da ilginç bir ön sunum yaptı.

Yapay zekanın her geçen gün geliştiğini, yapay zekanın, bugün Türkiye’deki tüm sınavların sorularını bildiğini söyleyerek, yapay zekanın avantaj ve dezavantajlarından bahsetti.

Şimdilik;

Yapay zekanın iyi mi, kötü mü olduğu bilinmiyor, çünkü bu zeka her geçen gün gelişiyor.

Bu nedenle de;
“Yapay zekanın neler yapabildiğini biliyoruz, ama neler yapamadığını henüz bilemiyoruz” ifadesini kullandı.

Tanıtım toplantısından sonra;

Okulda Doç. Dr. Yavuz Samur’la ayaküstü sohbet ettik.

Yönelttiğimiz sorulardan biri de, Türk yargı sisteminin yapay zeka ile işlenebilecek suçlara ne kadar hazır olduğu ve yapay zeka kullanılarak mağdur edilen kişilerin muhatabının kim/kimler olduğuna dairdi.

Cevabını bildiğimiz bu soruya Samur da gülümseyerek cevap verdi ve “haklısınız” dedi “yok”

Şöyle düşünelim.

Yapay zeka;

Sizin bir fotoğrafınızı görüntülü hale getirebiliyor, bir yerlere montaj yapabiliyor.

Dahası;

Sesinizi ayırt edilemeyecek şekilde bile kullanabiliyor ki, hiç yapmadığınız bir telefon görüşmesindeki sizin yapay zekalı sesiniz ve ifadeleriniz büyük bir tehlike oluşturabiliyor.

Buna da deep fake uygulaması deniyor.

Akıl almayan öyle uygulamalar var ki inanılacak gibi değil.

Mesela;

Cep telefonunuzdan, bir kişiyi bir başka kişiye arattırabiliyorsunuz!

Ya da mesaj attırabiliyorsunuz ki akıl alacak gibi değil.

Bu nedenle;
Günümüz Türkiyesi’nde en büyük tehdit altında bulunanlar aslında siyasetçiler ve yüksek bürokratlar.

Ya da;

Şantaj yapılabilecek iş insanları.

Bu yapay zeka;

Sizi birkaç saniye içinde, pek çok dünya dilinde bile konuşturup, videosunu bile hazır hale getirebiliyor.

Yanı sıra;

Hiç bulunmadığınız çok tehlikeli bir ortama bile sizi görüntülü olarak sokabiliyor.

Yani;
Tehdit ve şantaj amaçlı kullanıma çok açık bir alan.

Daha da kötüsünü;

Sohbetimiz sırasında Doç. Dr. Yavuz Samur anlattı.

“Biliyor musunuz” dedi “Bahsettiğiniz bu suç oluşturabilecek konularda görüşüne başvurduğunuzda yapay zeka, yalan da söylemeye başladı artık, yani yaptığını inkar bile edebiliyor”

Açıkçası bunu bilmiyorduk ki şoke olduk.

Bir de şöyle bir durum var bu olası tehdit ve şantaj görüntüleri veya seslerine yönelik.

Mesela;
Bugün bir sosyal medya hesabından hakkınızda, yapay zeka ile yapılmış tehdit ve şantaj amaçlı bir içerik yayınlansa, kendinizi aklamanız çok güç.

En basit deyimle;
Bir jandarma veya polis karakoluna gidip şikayetçi olacaksınız.

O evraklar bir süre sonra Savcılığa gidecek de, ilgili Savcı dava açmaya karar verirse, ilgili mahkemenin hakimi nasıl ve ne zaman karar verebilecek?

Muazzam bir zaman kaybında, mağdurun mağduriyeti sürüp gidecek.

Çünkü;

İlgili yayıncının kaynağı yurt dışında olduğu için, bu mahkemelerin, ABD’deki sosyal medya kuruluşlarının merkezlerine ulaşma şansı yok.

Hele ki;

Yapay zeka uygulamalarının merkezlerine ulaşılma şansı hiç yok.

Kısacası;
Her geçen gün kendisini geliştiren yapay zeka, kendisini istendiği gibi kullandırıyor ama istenileni yaparken, yaptığının suç teşkil edip etmediğine, bir kişinin hayatını karartabileceğine, insanları birbirine düşürebileceğine hiç mi hiç bakmıyor.

Ve en kötüsü de;
Biraz önce söylediğimiz gibi, kötü bir video içeriğine veya ses kaydına düşürüldüğünüzde yasal bir muhatabınız yok.

Kanımızca;

Geleceğin dünyasına hazır olabilmek ve yaşanabilecek yapay zeka mağduriyetleri için yasal bir düzenleme yapılmalı ve Türk yargı sisteminde de bu konunun uzmanı olan Savcı ve Hakimlerce oluşturulacak özel mahkemeler kurulmalı.