Dün gibi hatırlıyoruz.
Kuşku yok ki herkes hatırlıyor.
PKK’nın lideri Öcalan, 1998 yılının Ekim ayında yıllardır saklandığı Suriye’den çıktığında, bir şeylerin olacağının sinyalleri gelmişti.
Suriye’ye ait bir uçak;
Terörist başı Öcalan ve PKK’nın Yunanistan temsilcisi Ayfer Kaya’yı, Yunanistan’a götürdü.
Ne var ki;
Öcalan’ın iltica talebi kabul edilmedi ve ülkeyi 3 saat içeresinde terk etmesi söylendi.
Bunun üzerine;
Öcalan, özel bir jetle Rusya’ya Moskova’ya uçtu.
Burada da iltica talebinde bulundu.
Ancak;
Bir eve yerleşen Öcalan’ın Rusya’da barınma isteği de Rusya Parlamentosu’nda kabul görmedi ve ülkeyi terk etmesi söylendi.
Bu kez 1998’in Kasım ayında İtalya’ya uçtu Öcalan.
Havaalanı’nda, sahte pasaport kullandığı iddiasıyla tutuklandı ama bir süre sonra serbest bırakıldı.
Dahası;
İtalyan hükümetince bir villaya yerleştirildi ki, Türkiye’de İtalya’ya yönelik protestolar ve boykotlar başladı.
Türkiye’de Öcalan artık bir numaralı gündemdi.
İtalya’nın;
Türkiye’nin bir numaralı terörist başını iade etmesi beklenmiyordu ama bir heyecan da yok değildi herkeste.
Yılların devlet düşmanı, binlerce insanımızın canına kıyan bu katil, olur da bir gün Türkiye’ye getirilir miydi?
Büyük bir soruydu bu.
Türk halkından;
İtalya’ya yönelik tepkiler öyle büyümüştü ki, burada da barınamadı bebek katili ve Ocak 1999’da Roma’dan tekrar Rusya’ya Moskova’ya gitti.
Rusya bu kez sadece 10 günlük barınma hakkı tanıdı Öcalan’a.
Ocak ayının sonunda yine Yunanistan’a gitti Öcalan.
Ama Yunanistan da korkuyordu bu katili barındırmaktan.
Öcalan bu kez Hollanda veya Belarus’a gitmek istedi.
Ama bu ülkeler iniş izni vermeyeceğini açıkladı.
Dünyanın tüm gözlerinin çevrildiği Atina hükümeti bunun üzerine Öcalan’ı, Şubat 1999’da Kenya’daki Yunanistan Büyükelçiliği rezidansına götürdü.
MİT ise;
Öcalan’ın Kenya’dan Hollanda’ya geçeceği istihbaratını aldı.
Aynı zamanda, Bursalı iş insanı Cavit Çağlar’ın uzun menzilli jeti de kiralandı Türk Devleti’nce.
Hatta bu uçağın kuyruğu, Öcalan’ı Kenya’ya götüren Yunanistan uçağına benzetilerek boyandı.
İçinde MİT görevlilerinin olduğu jet, Mısır’a ardından da Uganda’ya uçtu.
Özel jet Uganda’da da 10 gün kaldı, içindeki görevliler de muz tüccarı görüntüsü verdi çevreye.
11. gün Hollanda’dan Öcalan’ı almak için bir uçak havalandı ki, aynı saatte MİT görevlilerini taşıyan jet Kenya’ya indi.
Yunan görevliler Öcalan’ı rezidanstan çıkararak Hollanda’dan geldiği sanılan bizim kuyruğu aldatmalı boyalı jete doğru yöneldiler.
Bu noktada Kenya polisi de MİT ile işbirliği yaptı, Öcalan bu uçağa yönlendirildi.
Öcalan ise havaalanına geldiğinde Hollanda’dan kendisi için gönderildiğini zanneden uçağa bindiğinde, Türkiye’ye de ilk adımı atmış oldu.
Öcalan;
Uçağa bindiğinde MİT görevlilerinin “Abdullah Öcalan, memlekete hoş geldin” sözüyle irkildi.
Sonra da korkudan “Benim annem de Türk’tü, her türlü işbirliğine hazırım” sözleri ise aradan geçen 25 yıla rağmen hala hafızalarda.
Şimdilerde ise;
25 yıldır İmralı’da bulunan ve ömür boyu hapse çarptırılan bebek katili Öcalan’a af altında bir uygulama ile çıkarılıp, hatta TBMM’de DEM Parti’nin Grup toplantısında kürsüden konuşması teklif ediliyor ısrarla.
Açıkçası;
Böyle bir teklif, MHP’den değil de bir başka partiden, örneğin CHP’den, İYİ Parti’den gelseydi yer yerinden oynardı Türkiye’de.
Haksız mıyız?
Bunu sıradan bir vatandaş bile sosyal medyadan dillendirse içeri atılmaz mıydı?
PKK’nın kapatılması, terörün bitirilmesi elbette ki herkesin isteği.
Ne var ki;
Amaç, Öcalan’ın artık PKK nezdinde bir hükmü olmadığını kanıtlamak bile olsa, bu devlet düşmanının özel bir uygulamayla özgürleştirilmesinin dillendirilmesini bile doğru bulmuyoruz.
CHP Lideri Özgür Özel’in dediği gibi bu yöndeki asıl söz, yıllardır yürekleri yanan şehit ailelerinde olmalı ki, onların da böylesine bir istekte bulunacaklarını hiç sanmıyoruz.
Kaldı ki;
Bu vatan haininin serbest bırakılması düşüncesi bile tüm Türkiye’yi rahatsız eder ki, açıkçası böyle bir uygulamaya gidilebileceğini hiç sanmıyoruz.
Gidilmemeli de…
Bu hainin yeri bellidir.
Değil TBMM'yi, İmralı’da havalandırma, hatta güneş ışığı bile görmemelidir.
MHP’liler de içlerine sinmeyen bu tehlikeli söylemlerden artık acilen vazgeçmelidir.