Kuşku yok ki;

Bursa’da 1980 sonrasının en etkin ve renkli siyasetçilerinden biri de ANAP milletvekili Feridun Pehlivan’dı.

Pehlivan, uzun süredir Bodrum’da yaşayan Bursalılar’dan.

Bugün;

Birlikte siyaset yaptıkları arkadaşlarından ve uzun süredir Moskova’da yaşayan ANAP’ın Bursa eski İl Başkanı Ahmet Kömbe ve ANAP’ın eski Teşkilat Başkanı Safa Tarakçıoğlu ile Bursa’nın en yeni haber sitesi olarak kurduğumuz koza24.com’a “hayırlı olsun” dileği için geldi.

Pehlivan’ı tanıyanlar bilirler.

Öyle siyasi anılar anlatır ki, gülmekten çeneniz yorulur.

Bizim sohbetimiz de öyle oldu.

Gül Allah gül, iyi bir sohbet oldu.

Geçmişte;
Demiryolu altı siyaseti kavramı ile muazzam bir taban politikası yapan Pehlivan,
1991 ve 1995 yıllarında iki dönem Bursa milletvekili seçildi.

Keza;

Ülke temsilcilerinin katılımıyla İstanbul’da düzenlenen ve bizim de o dönemde gazeteci olarak takip ettiğimiz İstanbul’daki Habitat Toplantısı’nda TBMM Çevre Komisyonu Başkanı sıfatıyla dünyaya ev sahipliği yaptı.

Tabi;

Siyasi yaşamında yaşadığı üzücü ve anlar da oldu elbette.

Bunları da konuştuk.

Daha doğrusu kendisi anlattı, bizler dinledik.

Daha önce de Bursa Hakimiyet’teki sütunlarımızdan paylaşmıştık o yaşananların bir kısmını.

Mesela;
“Hala” dedi “Aklım almıyor, benim gibi bir adama FETÖ’nün niye musallat olduğunu”

Hatırlanacaktır.

FETÖ’nün;
Henüz
“cemaat” olarak bilindiği ve tanındığı dönemlerde, Deniz Baykal ve MHP milletvekillerine kaset komplosu kuran o FETÖ’cü yapı, Feridun Pehlivan’ın İstanbul’daki evine de gizli kamera ve ses kayıt cihazı koymuştu.

Bu konuyu da tekrar konuştuk Pehlivan’la.

Hiç aklıma gelmezdi” dedi “Evime gizli kamera yerleştirileceği, hem de devletin polislerince”

Uzun bir süre;

Pek çok siyasinin özel hayatı izlenirken, Pehlivan’ın İstanbul Kadıköy’deki evi de çok uzun süre gözlenmiş ve dinlenmiş.

Olayı çözen de;

Deniz Baykal dosyasında yargılanan FETÖ’cü polislerin, geçmişte yaptıkları bu işler arasında Feridun Pehlivan’ın adını da söylemeleri olmuş.

Nitekim;
Bu itiraflar üzerine evde yapılan aramada çıkmış bu kayıt cihazları ve kameralar.

Bu olayı şöyle anlattı Pehlivan:

Hatırlarsanız, geçmişte ANASOL-D hükümeti vardı. Benim de Mesut Yılmaz’a olan yakınlığım nedeniyle meğerse bu yapı, beni de izlemeye almış.

Taa Ankara’dan İstanbul’a gelen FETÖ’cü 4 polis, Kadıköy’deki evime çilingir aracılığıyla girip, salondaki televizyona kamera yerleştirmişler.

Sonra da;

Yatak odasına geçip ikinci kamera için yer aramışlar ama bulamamışlar.

Sonra bir ara Uzakdoğu’dan aldığım bir süs çiçeğinin içine koymuşlar.

Ama, bu cihazı yerleştirirken çiçeği kırmışlar. Büyük bir telaşla yeniden Ankara’ya dönmüşler ve ertesi gün yeniden İstanbul’a gelip, nereden buldularsa o süs çiçeğinin aynısını getirmişler ve içine de kamerayı yerleştirmişler”

Pehlivan, aylarca izlenmiş İstanbul’daki evinde.

Ama;

Ahlaksız bir tuzak kurmak isteyen FETÖ’cü polisler, onca izlemeye karşı amaçlarına ulaşamamışlar.

Feridun Pehlivan, 2011 genel seçimleri öncesinde de FETÖ’nün görüş alanına girmiş.

Keza;
Pehlivan’ın CHP’nin Bursa listesine konuşulucağı konuşulmuştu.

Sadece Pehlivan’ın değil İlhan Parseker ve Turhan Tayan’ın da adı geçer olmuştu o dönem.

Pehlivan ve ekibi;
CHP Genel Merkezi’nin liste sıralamasında karar değiştirmesi sonrasında adaylıktan vazgeçmiş, İlhan Parseker de teklifi kabul etmemişti.

Ve;

DYP’li eski Bakan Turhan Tayan, 2011 seçiminde CHP’den Bursa Milletvekili seçilmişti.

Pehlivan;
Deniz Baykal kaseti komplosunun yargıya taşınmasıyla öğrenmiş kendi evine bu cihazların yerleştirildiğini.

Onu da şöyle anlattı:

Bir gün İstanbul’dayken, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden KOM Şube’den arandım.

KOM nedir bilmem, ben gömlek markası bilirim KOM diye.

Benimle önemli bir konu hakkında görüşmek istediklerini söylediler.

Açıkçası ürktüm biraz, çünkü ne işim olabilirdi KOM’la MOM’la.

Ben de onlara İstanbul’da olduğumu söyleyip ertesi gün için Pendik Marina’da bir kafeye randevu verdim, herkesin görebileceği bir şekilde.

Hayli kalabalık geldiler, kendilerini tanıttılar.

Merakım gittikçe arttı tabi.

Sonra da, bir anda bilgisayarlar kuruldu önüme kuruldu ve sonra da benim görüntülerim izletildi bana.

FETÖ’nün bana çirkin bir komplo kurduğunu o zaman öğrendim.

Allahtan, aile mahremiyetine gölge düşürecek ve incineceğim hiçbir şey yoktu görüntülerde, zaten İstanbul’daki evi kullanmıyorduk pek.

Bunları görünce tabi çok şaşırdım ve ilerleyen zamanlarda da benim dosyam, FETÖ’cü polislerin itirafları sonrasında Deniz Baykal’ın kaset davasıyla birleştirildi.”

Takip ettiği kadarıyla hayli ağır bir ceza almış, bu iğrenç operasyonu yapan Ankaralı FETÖ’cü polisler.

Çilingir de ifade vermiş, polis zoruyla yaptırıldığını söylemiş ifadesinde, kimin evini açtığını da bilmediğini belirtmiş.

Ama asıl büyük suç onlara bu emri verenlerde tabi.

Gerçekten çok büyük bir badire atlatmış Türkiye, FETÖ’cülerin şu 15 Temmuz kalkışmasıyla.

Kim bilir kaç parçaya böleceklerdi ülkeyi, kimlerin bayrakları sallanacaktı ülke topraklarında ve kim bilir nasıl yönetilecektik?

Gerçekten Allah korumuş ülkemizi.