Bursa’da…

İmar izni olmayan tarlalara yapılmaya çalışılan kaçak fabrika ve villa inşaatlarının yıkımını durduran Bölge İdare Mahkemeleri’nin kararlarına ilişkin ‘Bursa’da bu yasadışı işlere kim çanak tutuyor’ başlıklı yazımızdan sonra muazzam telefon ve mesaj aldık.

İnanın;

Belediye başkanlarından, fabrika sahiplerine, muhtarlarına ve dernek başkanlarına değin ne kadar çok kişi mustaripmiş meğerse bu konuda.

Sorun aslında büyük bir sorun.

Mesela;
İsmini söylemeyelim, AK Partili bir belediye başkanı anlattı.

Aynen şunları söyledi.

“Ekiplerimiz kaçak yapıyı inşaat halinde tespit ediyor.

Prosedürler tamamlandıktan sonra yıkıma gidiyoruz fakat Bölge İdare Mahkemeleri’nden alınan son dakika yürütmeyi durdurma kararı ile elimiz kolumuz bağlanıyor.

Bunu, konusunda uzman avukatlar yapıyor.

İlgili mahkemeye mağduriyet üzerinden öyle inandırıcı bir başvuru yapıyorlar ki, mahkeme de yıkım olacağını görüp, herhangi bir haksızlık olmasın diye önce yürütmeyi durdurma kararı veriyor.

Sonra da, yürütmesi durdurulan yıkım işlemi için hukuki inceleme başlatılıyor.

Kaçak yapı sahipleri bunu kasıtlı olarak zaman kazanmak için yapıyorlar.

Bu esnada, siz nasıl anlarsınız bilemiyorum, diyalog yolları aranıyor.

Sonuçta ilgili mahkeme yıkımını durdurduğu işlemin iptal kararını verecek ama bu sürede kaçak villada oturum, fabrikada da imalat başlıyor.

Burada önemli olan, siyasi iradenin ve kentin idari yönetiminin yasaları kararlılıkla uygulaması, herhangi bir diyalog içine girmemesi”

Yine;
Bir başka başkan da, birkaç kacak villa inşaatı örneği vererek “Gözümüzün önünde inşaatları bitirdiler, elimiz kolumuz bağlandı ve hala da bir şey yapamıyoruz” diyerek, gerek Bölge İdare Mahkemeleri’nde verilen yürütmeyi durdurma kararlarını, gerekse de bu mahkemelerin, verdikleri kararı sonlandırmaya değin geçen zamandaki idari mağduriyeti aktardı.

Yanı sıra;
Bursa’nın işadamlarından da arayıp mesaj atanlar vardı.

Onlar da;

Haksız rekabete değindiler.

Tarım arazilerine kurulan kaçak fabrikaların maliyeti ile yasal fabrikaların maliyetine vurgu yapan kentin ünlü bir işadamı, konuyu bir başka boyuta taşıyarak bu kaçak fabrikalarda üretilen malların fiyatlarının da piyasada haksız rekabete yol açtığını aktardı.

Zaten bilinen bir şey ama tarım arazilerine kaçak yapı yapmanın kanunsuz olduğundan hareketle bu kenti yönetenlerin de, siyasi irade ile birlikte topyekün bir kararlılık içinde bulunması gerekiyor.

Keza;
Kurumlar arası işbirliğinin geliştirilmesi ve tarım arazilerine kondurulan ve mahkeme kararlarıyla alınan kısmi dokunulmazlıklara karşı da mücadele edilmesi gerekiyor.

Bu yönde Adalet Bakanlığı’na da iş düşüyor elbette.

Yeri, konumu ve durumu bilmeden verilen yürütmeyi durdurma kararlarının bu kente nasıl büyük bir ihanet olduğunun da farkına varılması gerekiyor.

Hele ki;
Devletin en önemli kurumlarından olan belediyelerden çıkan yıkım kararlarına ve uygulamalarına karşı biraz daha hassas bakmak ve belediyelerin bu kararlarına destek vermek gerektiği düşüncesindeyiz.

Allah aşkına;

Osmangazi’de İsmetiye’de yaşanan şu son örneğin hava fotoğrafına alıcı gözle bir bakar mısınız?

Resmen verimli tarım arazisinin göbeğinde tam 11 bloktan oluşan bir kaçak fabrika binası.

Ve yıkılamıyor iyi mi?

Ovanın göbeğine hançer gibi sokulan bu yasadışı binayı, yıkım kararı alan Osmangazi Belediyesi, istediği halde yıkamıyor.

Var mı daha ötesi?

Bunun gibi Nilüfer’de de Yıldırım’da onlarca yüzlerce örnek var.

Belediye başkanları bas bas bağırıyor, ilgili mahkemelerin son dakikada verdiği yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle ama…

Ne bakan var, ne ilgilenen, ne de sorunu çözmeye çalışan.

Bursa böyle böyle elden gidiyor işte.

Hep söylüyoruz.

Muhalefet partileri ve milletvekilleri Bursa’da boşuna söylemiyorlar “Bursa’nın sahibi yok” diye.

Elinizi vicdanınıza koyun ve ovanın ortasındaki şu fotoğrafa bir kez daha bakın.

Allah aşkına…
Ovanın ortasında yasalara aykırı olarak yapılmak istenen bu devasa kaçak fabrika binası ve nicelerine kim engel olacak?