Görünen o ki;
Pek görünmeyen ama kentin de en büyük sorunu haline gelmeye başladı bu iş.
Ve;
Böyle gitmeye devam ederse, Bursa’nın tarım alanları kaçak fabrikalarla dolmaya devam edecek.
İşte en son örnek.
Eli kolu bağlanan bu kez Osmangazi Belediyesi.
Başkan Mustafa Dündar adeta küplere bindi bu son başına gelenle.
Belediyenin ekipleri;
Bir süre önce İsmetiye’de hem de birinci sınıf tarım arazisi üzerinde tam 11 bloktan oluşan devasa bir fabrika inşaatı tespit ediyor.
Ekipler hemen zabıt tutuyor.
Sonra, kaçak yapı sahibi belediyeye çağırılıyor “yapma, yıkarız” deniyor.
Vatandaş bunu dinlemiyor devam ediyor inşaata.
Belediye bu durumu daha sonra encümen’e yazıyor.
Cezası ve yıkım kararı çıkıyor.
Bu da yetmiyor.
İlgili polis ya da jandarma’ya bildiriliyor yıkım yapılacağı.
Güvenlik kuvvetlerinden bir gün veriliyor belediyeye “şu gün bu kadar ekiple gelebiliriz” diye.
Tabi aradan zaman geçmeye devam ediyor.
Hemen hemen bir ay sonra gidiliyor yıkıma.
Tam yıkım başlayacakken ne oluyor biliyor musunuz?
Kaçak fabrika sahibi gidiyor Bölge İdare Mehkemesi’ne ve aldığı(!) “yürütmeyi durdurma kararı” ile yıkım yapılamıyor.
Yani;
İmar izni olmayan tarlaya koca bir fabrika yapmak bu kadar basit!
Bu durumu;
Yıllardır Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de dile getiriyor.
Tarım arazileri tek tek fabrika oluyor Nilüfer’de de.
Tıpkı Osmangazi’de ve Yıldırım’da olduğu gibi.
Ve her gün Bursa elden gidiyor.
En verimli topraklar, tarlalar bir bir fabrika oluyor.
Bu kaçak yapılara onayı da Bursa’daki mahkemeler veriyor iyi mi?
Diyeceğimiz şu.
Acaba;
Bursa’nın Valisi, Bursa’nın Cumhuriyet Başsavcısı, belediyelerin elini kolunu bağlayan ve Bursa’nın yok edilmesine katkı koyan bu Bölge İdare Mahkemeleri’nin hakim ve savcıları’ndan bir gerekçe isteyip, bu kaçak yapıları neden yıktırmadıklarını bir sorabilirler mi acaba?
Acaba;
Bu mahkemelerin hakim ve savcıları, yasadışı iş yapan ve belediyelerin elini kolunu bağlayanlara yargı desteği verirken nasıl bir gerekçe buluyorlar, bilen var mı?
Bu Bölge Adliye Mahkemeleri, kaçak olduğu ve suç olduğu apaçık olan bu yapıları niçin yıktırmaktan imtina ediyor?
Asıl bunların sorulması gerekmez mi?
Kaçak yapıların adeta kurtarıcısı gibi görünen bu Bölge Adliye Mahkemeleri’nin bu kararları kanundan üstün müdür?
Bu mahkemelerin hakimleri;
Kendilerine gelen son dakika itiraz başvurularına, belediyelerin İmar Müdürlükleri’nden çok daha fazla bilgiye sahip olarak mı onay veriyorlar?
Acaba;
Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, İmar Kanunu’nun ayaklar altına alınmasına, belediye başkanları’nın ellerinin kollarının bağlanmasına, ya da şikayetçi oldukları bu Bölge Adliye Mahkemeleri’nde verilen son dakika kararlarına dair ne düşünüyordur?
Bu kentin belediye başkanları açık açık söylüyor.
Daha ne desinler.
“Yıkmaya gidiyoruz ama son dakika alınan yürütmeyi durdurma kararı ile elimiz kolumuz bağlanıyor” diyorlar.
Kuşku yok ki;
Bu iş topyekün bir mücadele işi.
Devlet her konuda yetkin olmalıdır.
Kanun “kaçak” diyorsa, bu lafın üzerine başkasının söz söylemeye hakkı olmamalıdır.
Sormak gerekiyor;
Tarladaki bir kulübenize bir çivi bile çakmak için Tarım İl Müdürlüğü’nden onlarca imza gerekirken, bu kurumun İl Müdürü Hamit Aygül, tarlalardaki bu kaçak yapıları görmüyor mu?
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mehmet Aytaç’ın, belediye başkanları’nın bu yakarışlarından hiç mi haberi olmuyor?
Şu bir gerçek ki;
Artık ayağa düşen bu uygulamalara karşı topyekün bir kararlılık ve mücadele gerekiyor.
Bu iş de bu kentin Valisi’ne düşüyor elbette.
Ama görünen o ki, kurumlar arasında koordinasyon sağlanamıyor.
Belediye ekipleri yıkım yapmak için gittiklerinde bakıyorlar ki binada elektrik de var.
Normalde elektrik verilmemesi gerekiyor.
Çünkü o alanlar imar dışı ve tarım alanı.
Tarım İl Müdürlüğü’nden onay verilmiyorsa, acaba hangi belge ile elektrik aboneliği yapılıyor peki bu kaçak fabrika inşaatlarına?
Tarım İl Müdürlüğü’nün verdiği şu tarımsal depolama izinlerinin de sorgulanması gerekiyor artık.
Bu izinle başlayıp, iş kaçak fabrika yapmaya kadar gidiyor.
İşte son örnek Osmangazi’den geldi.
Adam, tam 11 blok birden yapmış kaçak fabrikasını.
Bakar mısınız cesarete?
Bir de Bölge İdare Mahkemesi’nden çıkarttığı (nasıl çıkartılıyorsa artık) bu yürütmeyi durdurma kararı ile belediye ekiplerini de savuşturabiliyor.
Ne ala memleket değil mi?
Boşuna söylenmiyor “Bursa sahipsiz” diye.
Örnek o kadar çok ki.