Görünen o ki;
Birlikte yapılacak milletvekilliği genel seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihi yavaş yavaş belirleniyor.
Bu yönde;
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman’ın, seçimler için 2027 yılının Kasım ayını işaret etmesi, sıradan bir öngörü değil.
Keza;
Yayman’ın, “Cumhurbaşkanımızı, Cumhur İttifakı’nın adayı olarak bir kez daha Başkan yapacağız” sözleri, üzerinde çalışılmış bir planlama olarak görünüyor.
Şunu belirtelim.
Mevcut anayasaya göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2028 yılının Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olamıyor.
Hukukçulara göre;
Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için 2 yol var.
Biri;
Anayasa değişikliği.
Diğeri de;
Meclis’in erken seçim kararı alması.
Anayasa değişikliği için de 2 yol var.
İlki;
En az 360 milletvekili ile anayasa değişikliği teklifi referanduma, yani halkın oyuna gidebiliyor.
İkincisi de;
En az 400 milletvekilinin kararı ile referandum olmaksızın direkt olarak anayasa değişikliği yapılabiliyor.
Her iki durumda da, Cumhur İttifakı avantajlı görünüyor.
Çünkü;
Meclis’teki sandalye sayısı, yeterli olacak gibi görünüyor.
Halen ittifak içinde;
AK Parti’nin 272
MHP’nin 47
DSP’nin 1
Hüda-Par’ın 4 milletvekili bulunuyor ki sayı 324 yapıyor.
Tüm buna;
Öcalan meselesi sonrasında DEM’in 57 milletvekili de ilave edilebilirse rakam 381 yapıyor.
Bu sayı;
Hem Meclis’in en az 360 milletvekili ile erken seçim kararı almasını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesine olanak sağlıyor.
Hem de;
Anayasa değişikliğini referanduma götürebilmek için gerekli en az 360 milletvekili sayısının hayli üzerinde olabiliyor.
Yani;
Tüm hesaplar milletvekili aritmetiğine dönüşmüş görünüyor.
Şu andaki sandalye sayısına göre Cumhur İttifakı’nın 324 milletvekili, Meclis’in erken seçim kararı alabilmesine yetmiyor.
Ancak;
Olası bir şekilde DEM Grubu’nun desteğiyle bu sayı rahatlıkla aşılabiliyor.
Bu nedenle;
Terörist başı Öcalan meselesinin siyasi olarak nereye evrileceği de önem taşıyor.
Tabi;
Milletvekili olası transferleri hariç.
Galiba;
Tüm bu hesaplamalar AK Parti cephesinde “olacakmış gibi” düşünülüyor ki, bu nedenle Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri 2027 yılının Kasım’ı olarak artık açıkça telaffuz ediliyor.