Şu bir gerçek.

Nilüfer;

Bursa’nın en düzenli ve yaşam kalitesinin en yüksek olduğu ilçe.

Her yerel seçimde de sonucu çok önceden belli bir ilçe.

Başka bir deyişle;

AK Parti’nin yerel seçime girdiği ilk seçim olan 2004 yılından beri, tek bir seçim kazanamadığı ve kazanmasının da mümkün görünmediği bir ilçe.

Burada;
CHP’nin gösterdiği aday, daha o gün itibariyle aslında belediye başkanı olarak belli oluyor.

Şadi Özdemir de öyle oldu.

Tam 13 kişi başvuru yapmıştı CHP’ye, Nilüfer Belediye Başkan adayı olmak için.

Ne var ki;
Sonucu belli seçim için CHP Genel Merkezi bir türlü karar veremedi Nilüfer için.

5 Aralık 2023 tarihinde biten başvurular ancak 11 Ocak 2024 günü sonlanabildi.

Ve;

Kimine göre sürpriz, kimine göre de beklenen bir şekilde Şadi Özdemir aday gösterildi.

O da seçimi çok farklı bir sonuçla kazandı zaten 31 Mart’ta.

Nilüfer;
Bursa’nın en yaşanılabilir ilçesi olmasına karşın, sürekli betonlaşan, bu nedenle kurumsal rantı da, şahsi rantı da çok yüksek olan bir kent.

İlçenin;
Geçen CHP’li dönemden kalan sorunu belli.

Ruhsata aykırı olarak imal edilen yüzlerce bina var Nilüfer’de.

Bırakın ruhsata aykırı olarak fazladan kat çıkmayı, fazladan blok diken inşaat firmaları var Nilüfer’de.

Tabi, belediye ile anlaşmalı(!) şekilde.

Ve;
Değeri milyarlarca liraya ulaşan bu yapılar 1 yıldır, Nilüfer Belediyesi’nden yapı kullanma ruhsatı alamıyorlar.

Normalde de alamamaları da gerekiyor.

Geçmişte bir şeyler olmuş.

Herkes ne olduğunu biliyor.

AK Partilisi de biliyor (ve nedense 1 yıldır hiç ses çıkaramıyorlar yaşananlara), CHP’lisi de biliyor olanları.

Şimdiki belediye yönetimi “kamu harcı” adı altında bir uygulama yapmak istemişti.

Amaç da;

Geçmişi temizlemek ve fazladan yapılan kat ve binaların bir nevi cezasını(!) kamu yararına kesmekti.

Ancak;

Ceplerine haksız şekilde milyarları indirmeyi amaçlayan bazı inşaat firmaları, belediyenin bu resmi tarifesine para ödemek istemiyorlardı.

Çünkü;

“Biz zaten geçmişte paramızı ödedik” diyorlardı bazıları.

Artık, kime/kimlere nasıl ve kaç lira verdilerse!

Ama ortada bir evrak falan da yok!

Kamuoyunda;
Bu duruma “rüşvetin belgesi olmaz” deniyor.

Olmadığı için de geçmişte ödendiği öne sürülen bu paralar, bugün için ispatlanamıyor ve şimdiki belediye yönetiminin istediği “kamu harcı”ndan düşülemiyor.

Nilüfer’de;
Yapı kullanma ruhsatı alamayan yüzlerce bina, öylece 1 yıldır durup duruyor.

İnşaat firmaları sahipleri para vermek istemiyor (belki de yeniden vermek istemiyor), belediye yönetimi de artık yasalara aykırı iş yapmak istemiyor.

Bu durum;

Görevde 1 yılını dolduran Başkan Şadi Özdemir’in dün akşam düzenlediği sunumda da görüldü.

Görülen;

Bursa’da artık afişe olan bu hormonlu binaların, ne kısa sürede ne de orta vadede belediyeden yapı kullanma ruhsatı almasının mümkün olmadığı.

Öyle ki;

Bir firmaya bile kıyak yapılsa, bunu artık tüm sektör ve tüm şehir öğrenebilecek ve ardından da belediyeye yönelik büyük sorunlar yaşatılacak.

İşte bu nedenle;
Başkan Özdemir dün akşam ilk kez bir şey açıkladı.

İnşaat firmaları sahiplerine de mesajlar gönderdi.

Söze şu cümleyle başladı:

“Ben bu işi, kamu yararına çözmek için başladığımda çok cesurdum, gözüm karaydı, öyle de çözerim, böyle de çözerim diyordum.

Ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan olaylardan sonra artık o kadar cesur değilim”

İşte;
Bu sözler, Nilüfer’de bu sorunun uzun süre çözülemeyeceğinin en büyük göstergesi.

Peki;
Neden cesur değil artık Şadi Özdemir?

Kaba deyimle “geri vites mi yapıyor” da hormonlu yapıları yasallaştıracak?

Hayır.

Nedeni belli.

Ceplerine haksız şekilde fazladan milyarlarca lira para indirmek isteyen inşaat firmalarından “kamu harcı” adı altında belediyenin istediği paralar, artık yasallaştırılamıyor da ondan.

Mevzuat açık.

Belediye, bu firmalardan, kasaya da girse, para alamıyor, toplayamıyor.

Yasal değil yani, bağış bile olsa da.

Keza, konuyu tüm Bursa biliyor.

Başkan Özdemir’in artık cesur olamamasının sebebi de bu.
Müteahhitlerden istedikleri paraların, aslında mevzuat gereği istenemeyeceğini gördü.

Bu paraları alırsa başına her an iş açılabilir.

Görevden bile alınabilir.

Tıpkı;
İBB Başkanı İmamoğlu’nun “yolsuzluk” dosyalarıyla görevden alınması gibi.

İşte bu nedenle;
İlk kez “Biz artık bu hikayenin içinde olamayız” dedi ve konuyu kapattı Başkan Özdemir.

Bugüne değin de çözülmüş bir şey yok.

Bundan sonra çözülmesi de mümkün görünmüyor.

Keza;
Başkan Özdemir’in dediği gibi, Türkiye’nin siyasi iklimi, Nilüfer’deki hormonlu binaların yasallaştırılmasına hiç uygun değil.

Yani artık;
Ruhsata aykırı katlar binalar yapan inşaat firmaları, istenen cezaları (belki ikinci kez) ödemeye niyetlenseler bile artık ödeyemeyecekler, çünkü belediye, yasal olmadığı için kabul etmeyecek!

İşte;
Bu noktadan sonra Nilüfer’de ruhsata aykırı yapılan binlerce sıfır dairenin tapulaştırılması artık pek mümkün değil.
Belki bu seçim döneminde bile çözülemeyecek, 4 yıl sonraya kalacak.