Türk siyaset tarihine geçen en büyük dolandırıcılık hikayesi 1995 yılında yaşanmıştı.

Malum;
O zamanlar
iletişim olanakları böylesine güçlü değildi, sosyal medya da yoktu.

Tarihler;

2 Kasım 1995’i gösterdiğinde Selçuk Parsadan isimli bir dolandırıcı, emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un sesini taklit ederek, Başbakan Tansu Çiller’i aramış ve “Kemalistler Derneği” için 5.5 milyar lira para istemişti.

Başbakan Çiller de;

O dönem askerlerin etkin oluşundan da hareketle, Başbakanlık Örtülü Ödeneğinden, Parsadan’ın hesabına parayı aktarmıştı.

Sonraki süreçte;

Bu dolandırıcılık ortaya çıktığında, Başbakan Çiller zor hayli zor durumda kalmış, Parsadan da polisin, Altınoluk’ta yaptığı operasyonla yakalanmıştı.

Sonradan;

Parsadan’ın sinema sanatçısı Perihan Savaş’ın adını kullanarak dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan’ı da dolandırdığı ortaya çıkmıştı.

Dolandırıcıların;
Siyasilerin adını kullanarak yaptıkları bu
üç kağıtlar günümüzde de sürüyor.

Nitekim;
Sizlerin de bilebileceği üzere zaman zaman
belediye başkanları da kamuoyuna çağrı yaparak, kendi adlarının ya da belediyelerinin isimlerini kullanarak yapılan para toplama kampanyalarına itibar edilmemesini istiyorlar.

Bir de;
Bu dolandırıcıların
seçim zamanlarını kollama durumları var.

Mesela;
Şimdilerde
Bursa’da da CHP’nin belediye başkan aday adaylarına dadandılar!

En son örnek;
CHP’nin
Nilüfer belediye başkan adaylarından NOSAB Başkanı iş insanı Erol Gülmez.

Gülmez’in fabrikası NOSAB’ta.

Geçenlerde;

Kendisinin CHP Genel Merkezi’nden aradığını söyleyen bir kişi, Erol Gülmez’in fabrika telefonundan Erol Gülmez’e ulaşmak istiyor.

Telefona çıkan kadın görevli;
Erol Gülmez’in yerinde olmadığını söylüyor ama kendisine iletilen ve araması istenilen
0552-498…. nolu telefonu da not alıyor.

Bir süre sonra Erol Gülmez, fabrikasına geliyor.

Ve kendisine iletilen nota bakıp şaşırıyor.

Sanıyor ki, CHP Genel Merkezi, Nilüfer belediye başkan aday adaylığı için arıyor!

Kendi cebinden çeviriyor numarayı.

Telefonu açan kişiye “Beni aramışsınız, buyurun ben Erol Gülmez, Bursa’dan” diyor.

Karşı taraf ise;

Erol Bey, ben Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek” diyor.

Partinin yeni kurmaylarından Gökan Zeybek, gerek CHP’de, gerekse kamuoyunda yeterince tanınmadığı için sesi de bilinmiyor.

Haliyle konuşma yürüyor, iki taraf arasında.

Bir süre sonra niyet belli oluyor.

Erol Bey, öncelikle hayırlı olsun belediye başkan aday adaylığınız” deyip Filistin’e sözde gönderilecek bir yardımdan bahsediyor.

Ama…

CHP içinde pek kullanılmayan “Allah’ın izniyle, Müslüman kardeşlerimize yardım düşünüyoruz” tarzı jargonlar da kullanıyor karşı taraf.

Erol Gülmez işkilleniyor haliyle.

Ama yine de dinliyor.

Karşı taraf;

Partili bir iş insanının bir yardım seti 11 bin lira olan kitleri 6 bin 500 liraya imal ettiğini belirterek, Gülmez’e de 6 bin 500 liradan 10 tane yardım kiti alması için rica ediyor.

Hay, hay Sayın Genel Başkan Yardımcım” diyor Erol Gülmez.

Anlıyor durumu tabi.

İsterseniz, Filistin’e destek için 20 tane de alabilirim” diyor.

Karşı taraf bir anda abandone oluyor, paranın miktarı artınca sesi titriyor ve birazdan iban numaralarını atacağını söylüyor.

Sonra da;
“Allah sizden razı olsun, partim adına çok teşekkür ediyorum Erol Bey, sizi inşallah belediye başkanı olarak da görürüz” diyerek güya destek vereceğini ima edip, telefonu kapıyor.

Bir süre sonra;

Gülmez’in cep telefonuna, CHP Genel Merkezi’nin kurumsal hesapları yerine Dursuncan Taşcıoğlu’na ait bir hesap numarası geliyor.

Tabi;
Belediye başkan aday adayı iş insanı
Erol Gülmez, durumu fazlasıyla anlıyor.

Zaten dolandırılacağını anladığı için de karşı tarafla adeta oynuyor.

Cep telefonuna gelen iban numarasına para göndermediği gibi, arıyor CHP Genel Merkezi’ni ve bu dolandırıcılığı bizzat, Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı gerçek Gökan Zeybek’e iletiyor.

Zeybek de;
Gelen bu tipteki dolandırıcılık ve nüfuz kullanma işlerinden yılmış olmalı ki,
twitter hesabından bir açıklama yapıyor.

Açıklamasında;

CHP Genel Merkezi adına arıyorum’ diyerek gerek belediye başkan aday adaylarından, gerekse belediye meclis üyesi aday adaylarından herhangi bir nedenle yardım toplama bahanesiyle şahsi hesaplara para gönderilmesini isteyen dolandırıcılara itibar etmeyiniz” diyen Zeybek’in bu açıklamasından, bu işin pek çok ilde yapıldığı anlaşılıyor.

Görüyorsunuz değil mi?

Her fırsatı değerlendiren dolandırıcılar, şimdi de kandırabileceklerini sandıkları aday adaylarına musallat olmuşlar ki, pes gerçekten.