Dalgalı/iniş çıkışlı/istikrarsız performansıyla, ligin 13.Haftasına kadar olan süreçde,3 teknik direktör yetiştiren Bursaspor,sezon başındaki hedefini,

*ilk ikiden süper lig, olmadı play-off,

o da olmayacak gibi,ilk 10'da ligi bitirmek olarak* üçüncü kez revize edecek,anlaşılan...

Yönetim lideri Adanur'un takıma destek çağrısının tribünlere yansımadığı 

İstanbulspor karşılaşmasında da da 

oyun ve sonuç olarak hayal kırıklığı yaratan Bursaspor,üst sıralardaki takımları yakalayabileceği eşik atlama maçlarını maalesef kazanamıyor,

dolayısıyla üst gruptaki takımlarla 

puan makası giderek açılıyor.

***

Hafta arasında,

ara transferde serbest kalarak 

G.Saray'a *tüymeyi*kafasına koyan ve alacaklarını tahsil için, TFF'den kulübe ihtar çeken İsmail Çokçalış krizini çözmek için mesai harcayan Yönetimin,mali kaynak sağlanması konusunda yalnız bırakıldıkları ifadesine katılmamak mümkün değil de,

Mestan döneminde yapılan *transfer hovardalığının,* üstelik altyapıdan 

gelen/play-off oynayan futbolcuların kendilerini gösterdikleri oturmuş 

genç bir kadro varken,

sezon başında tekrarlanmasını 

hangi *futbol aklı* onaylayabilir?

Bu soruya,Yönetim ikna edici 

bir cevap verebilir mi?

Transfer edilen 17 futbolcunun maliyeti,

eğer bu sezonda süper lig 

hayal olursa,TFF 1.Lig gelirleriyle karşılanamayacağından,

transfer yasağı/puan silme cezası yaptırımlarıyla,yine kısır döngü içine 

girilmeyecek mi?

Sezon öncesi kadro planlaması

yapılırken,takımın iskeleti korunarak,

4-5 pozisyona nokta atışı transfer yapılması gerektiği defalarca yazıldı/çizildi/söylendi.

Menacerlerin de yönlendirmesiyle,

*O gelsin,bu gelsin,şu da gelsin* mantığıyla kadronun şişirilmesi,

başarılı gençlerin de forma giymesini zorlaştırdı.

Geçen sezon ilk 11'de en az 8 altyapı çıkışlı oyuncuyla play-offu yakalayan takımda,bu sezon altyapıdan sadece  Kerem ve Batuhan düzenli olarak,

süre alabiliyor.

Transferlere baktığınızda ise,

kaleci Erhan,Luca Caban,

İsmail Yüksek,Namık Alasgarov,

Massimo Bruno ve Mert Yılmaz'ın takıma katkı sağladığını söyleyebiliriz.

Eğer futbol aklı ile transferler yapılsaydı,

kadro istikrarı korunur,ligde de gel-gitler yaşanmazdı.

***

Maça gelince;

Bursaspor'a göre,İstanbulspor'un 

şarjörü dolu tabanca gibi bir takım olduğunu kabul edelim.

Orta sahada çok koşan,takım halinde savunma yapan,alan daraltan,geçiş oyununda seri düşünen,forveti ise atletik/süratli/iş bitirici futbolculardan 

oluşan iyi bir ekip,açıkcası.

Maçın başında Massimo'nun soldan getirdiği topu,penaltı noktası üzerinde ıskalayan Namık'la net bir golü kaçıran Bursaspor,İstanbulspor'un ilk iki ciddi atağında,birbirinin kopyası olan iki golle şoke oldu.

Maç süresince yeşil-beyazlıların sol kanadını *otobana çeviren* Topalli'nin taşıyıp adrese teslim yaptığı asistlerini gole çeviren Muammer'di.

28'de Orta alanda topu rakipten çalan Acolatse'nin sağdan kaçırdığı Namık'ın nefis ortasında topu kafa vuruşuyla kaleye gönderen Batuhan, taraftarı ümitlendirse de, 45+ da iki golü hazırlayan Topalli,Onur'dan sıyrılıp cezasahası içinde çaprazdan 

attığı sert şutla,

kaleci Erhan'ı bir kez daha çaresiz bıraktı.

***

İlk yarıda Topalli'yi durduramadığı için  ıslıklanan Onur ile Kubilay soyunma odasında kalırken,Hasan Ayaroğlu ve Taha oyundaydı.

İkinci yarıda da net gol pozisyonlarına giren konuk ekipti.Eslem'in frikik atışını kurtaran Erhan,karşı karşıya kaldığı pozisyonda Ethemi'nin gol açısını da kapatarak,farkın açılmasını önlerken,

60'lı dakikalardan itibaren oyundan düşen,ortasahası dağılan Bursaspor üzerine dalga dalga gelen İstanbulspor'du.

Arada bir top Alasgarov'a geldiğinde  saman alevi parlayan evsahibi takımın atakları sonuç getirmekten uzaktı.

Hele 70'de iki *acemi faulle* Taha'nın 

çift sarı karttan atılması,sonun başlangıcıydı.

76'da Kerem'in kaybettiği topla cezasahasına giren İbrahim Yılmaz,

altıpasta A.Cajiç'ten topuk pasıyla 

aldığı topu plaseyle gole çevirip,

Bursaspor'un fişini çeken isimdi.

80'den sonra Bursaspor'un takım savunması resmen havlu atarken,

stoper tandemi İstanbulspor forvetlerini kovalamak yerine, ofsayt taktiği uygulamaya başladı.

83'de Oyunuyla taraftarın alkışladığı Vefa Temel'in sağdan çalımlarla çizgiye inip,kestiği topu Bruno'nun 

ağlara göndermesi,

sadece teselli ikramiyesiydi.

***

Şimdi,şapkamızı önümüze koyup,

beyin fırtınasıyla bir kez daha durum değerlendirilmesi yapılmalı...

Üzerimizde yer alan takımlara kaybetmeyi sürdürdüğümüz takdirde,

play-off hedefi de giderek uzaklaşıyor.

Esasen,

bu kadrodan beklentileri yüksek tutup,

eleştirmekte/yüklenmekte sorunu çözecek gibi görünmüyor.

Bu transferleri yapan/onay veren/

kadroyu oluşturan 

*kişi ve kişiler* her kimse,

camiaya hesap vermeli...

Ve,sonrasında;

*Bir veya birkaç bilene* danışarak,

takıma katkı sağlayamayan oyuncularla el sıkışıp vedalaşmalı,

ortasaha ve forvete acilen 

ilk 11'de oynayacak takviyelerle

kadro güçlendirilmeli!