1999 yılının Şubat’ında…
Türkiye’nin;
En büyük düşmanı, bebek katili Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirildiği günün sabahını dün gibi hatırlıyoruz.
Merhum Başbakan Bülent Ecevit’in bu haberi duyurmasının ardından Türkiye’de adeta hayat durmuştu.
Öyle ki;
Eline Türk bayrağını alan sokaklara, meydanlara dökülmüş, adeta bir bayram havası yaşanmıştı.
Muazzam bir olaydı bu.
Hatırlanacaktır;
Bu teröristbaşı İmralı Adası’nda günlerce yargılanmış, sonra da ölüm cezasına çarptırılmıştı.
Bu da büyük bir bayramdı Türk halkı için.
Sonrasında;
Türkiye’de idam cezası olmadığı için, Öcalan’ın ölüm cezası, ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilmişti.
Malum;
Öcalan 26 yıldır İmralı’da.
Şimdi de ilginçtir ki, “kurtarıcı” konumunda adeta.
Bugün İstanbul’da DEM Milletvekilleri’nin “tarihi çağrı” adı altında yaptığı tarihi açıklamayı izledik.
Bunun öncesinde;
Medyaya bu sabah İmralı’da DEM heyetinin Öcalan’la yaptığı görüşmenin fotoğrafı servis edildi.
Fotoğrafı görünce irkildik.
Öcalan, bir bordo gömlek ve üzerinde de koyu renkli bir ceketle heyetin lideri pozisyonundaydı.
Bu fotoğrafı görünce adeta irkildik.
Sanki, İmralı’dan çıkış için hazırlık içindeymiş gibi görünüyordu.
Elinde de bir A4 kağıdı vardı ki, açıklama yapıyormuş gibi gösteriliyordu.
Nitekim;
Bu açıklama bugün akşamüzeri İstanbul’da bir otelde, DEM heyeti tarafından kamuoyuna açıklandı.
Açıklaması önce Kürtçe okundu, ardından da Türkçesi okundu.
Öcalan kısaca;
Kurduğu terör örgütü PKK’nın ve benzer yapıdaki terör örgütlerinin kendisini lağvetmesini ve silahlarını bırakması gerektiğini söylemiş.
Bu da bugün “tarihi açıklama” olarak kamuoyuna büyük bir organizasyonla kameralar önünde okundu.
Şimdi esas olan bundan sonrası.
Terör yuvası Kandil’deki terörist liderler, eski “önder”leri Öcalan’ın bu çağrısına uyar mı uymaz mı bilinmiyor ki, yakında bir açıklama geleceği öngörülüyor.
Ne var ki;
Kandil’den gelmesi beklenen bu açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nden bazı istekleri olabileceği de konuşuluyor ki, Türkiye bu isteklere nasıl bakar, o da başka bir muamma.
Tabi işin bir de bir başka ayağı var.
O da;
40 bine yakın insanımızın yakınları ve onların bir arada olduğu şehit ve gazi yakınları dernekleri.
Bu iş gündeme geldiğinden beri Bursa dahil, tüm Türkiye’deki şehit ve gazi derneklerinin yöneticileri sessizdi.
Şimdi;
Ailelerinden bir parça koparan bu teröristbaşı’nın açıklamalarına ne derler bilinmez.
Kaldı ki sürecin nereye gideceği bilinmiyor.
Öcalan, İmralı’dan çıkarılacak mı, güvenli bir yerde ev hapsinde mi tutulacak, bunlar bilinmiyor.
Açıkçası, çok tartışmalı bir konu.
40 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin altını oymak için uğraşan, on binlerce insanımızın canını alan bir alçağın, hainin, bugün bir kahraman edasıyla koca Türkiye’ye bir deklarasyon yayınlamasını gerekçesi terörün sona erdirilmesine yönelik olsa da, açıkça içimize sindiremiyoruz.
Öcalan bir vatan hainidir.
Her zaman da öyle kalacaktır.
Ne var ki;
İlginç bir döneme girildi bugün.
Bundan sonra;
Kandil’den Ankara’nın önüne ne gibi istekler gelebileceği henüz bilinmiyor.
Şahsi öngörümüz, gelebilecek bu isteklerin de asla kabul edilemeyeceği yönünde.
Dolayısıyla;
Bu alçağın, hainin bugün DEM heyeti aracılığıyla yaptığı bu açıklamaların, bir müddet sonra bir hükmünün kalmayacağını, daha da açık söyleyelim, Kandil’deki teröristlerin, Öcalan’ı dinlemeyeceğini öngörüyoruz.