Yaşananları;
Pandemi sürecinde herkesin kabuğuna çekilmesinden olsa gerek, çoğu kişi bilmiyor.
Oysa;
Başına ne olaylar geldi, Bursa’nın ünlü İskender kebapçısının.
15 yaşında ustalık peştemalını takarak fiilen ve resmen işinin başına geçen ve o günden beri İSKENDER markalaşmasını Türkiye ve dünyaya tanıtmayı hayat mücadelesi haline getiren, varını yoğunu bu işe ve Bursa’ya adayan Yavuz İskenderoğlu da bilemezdi başına gelecekleri.
Bu nedenle, yaşananları pek konuşmak istemiyor.
Çünkü içine sindiremiyor.
“Onlar benim çalışanlarım değil, oğullarımdı, hala inanamıyorum bu yaptıklarına” diyebiliyor sadece.
Haksız da değil.
Çünkü bir başkası olsa ya katil olurdu, ya da akıl sağlığını kaybedebilirdi.
Olayın detayları, ilgili mahkemede.
Pek çok kişi yargılanıyor!
Kimisi de cezaevinde.
Sebebi ise “dolandırıcılık”, “zimmete para geçirme”, “işyerinden hırsızlık”
Meğerse;
Daha çocuk yaşta yanına aldığı ve “onlar benim oğullarım” dediği personelin bir kısmı, yıllar yılı organize bir şekilde Yavuz İskenderoğlu’nu soyuyorlarmış!
Müşterilere servis edilen kebapları bazen organize bir şekilde adisyonda “iptal” diye gösteriyorlarmış, bazen de “misafir/ikram/ücretsiz” diye.
Üstelik yıllardır!
Dünyanın parasını (ç)almışlar Yavuz İskenderoğlu’nun kasasından.
Bugün bir kebap 45 lira dolayında.
Günde yüzlerce porsiyon İskender kebap veriliyor Botanik Park’taki İskender Efendi Konağı’nda.
Her gün içerideki “çete” ile dünyanın parası iç ediliyormuş meğerse.
Yıllarca üstelik.
İskenderoğlu’nun mahkemeye sunduğu zarar parası, gerçekten de dünyanın parası.
Bir gün ortaya çıkmış bu tezgah!
Ondan sonra da itiraflar başlayınca, Yavuz İskenderoğlu’nun başından kaynar sular dökülmüş.
Helalinden kazandığı dünyanın parasının cebinden çalınmasına mı yansın, yoksa “oğullarım” dediği küçük yaşta yanına aldığı ve meslek sahibi yaptığı çalışanlarının bu yaptığına mı?
Soluğu önce avukatında ve Cumhuriyet Savcılığı’nda almış Bursa’nın ünlü kebapçısı Yavuz İskenderoğlu, sonra da çok sevdiği eşi Türkan Hanım’la bu pandemi sürecinde radikal bir karar almış ve geçici bir süreyle Bodrum’a yerleşmişler.
Aylardır da Bodrum’dalar.
Yaşananları unutmak, unutabilmek için.
Oğulları Oğuzhan ile Kayhan’ı da işlerinin başına koymuş İskenderoğlu.
Önceki gün telefonla konuşuyorduk.
Hala inanamıyordu başına gelenlere.
Daha düne kadar peştemalı ile ocağının başında döner kesen, misafirlerine servis yapan 72 yaşındaki Yavuz İskenderoğlu.
İskenderoğlu’nu yakından tanıyanlar bilirler.
Dost canlısı, ülke sevdalısı, yufka yürekli, sosyal, sürekli üreten ve enerji dolu bir kişiliğe sahiptir.
Pandemi öncesinde de son servisini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yapmıştı kendi elleriyle.
Yine;
Geçen yıl da, Türkiye’nin ilk ve tek özgün gastronomi derecelendirme sistemiyle hazırlanan “İncili Gastronomi Rehberi-2020”nin değerlendirmesinde, İstanbul’da yeme içme dünyasının ünlü isimlerinin katıldığı özel gecede Yavuz İskenderoğlu’na Onur Ödülü verilmişti.
Tabi;
Bu başından geçenler onu tekrar eski yaşantısına döndürür mü bilinmez ama küsmüş Yavuz İskenderoğlu.
Ekmek verdiği insanların organize şekilde bu yaptıkları, O’nu insanlardan soğutmuş.
Ama bir dostu telefon açıp şu özel sözleri söylemiş, Bodrum’a yerleşen İskenderoğlu’na.
“Sen Yavuz’sun, sen İskenderoğlu’sun, pes etmek yok, olanlar oldu, hiçbir şey Türkan’dan, çocuklarından ve senden daha değerli değil. Şimdilik dinlen, dükkanlar açılınca da hemen dön işinin başına, bizi sensiz bırakma…”
İşte bu sözler ilham kaynağı olmuş Bursalı ünlü kebapçıya.
Elbette kolay değil yaşananlar.
Ama artık ileriye bakmak gerekiyor.
Bu özel lezzetin bir fanatiği olarak biz de, yaşadığı bu travmayı atlatıp Bursa’ya işinin başına dönmesini umuyoruz, bu kentin sevilen simalarından Yavuz İskenderoğlu’ndan.