Görünen o ki;
Bardak fazlasıyla taşmaya başladı artık.

Çünkü;
Türkiye’deki şu mülteci sorunu işi başka yerlere gitmeye başları çünkü.

Sürekli takibimizde olan bir dijital adres var ki, gördüklerimiz artık kan dondurmaya, öfke patlaması yapmaya başladı izleyen herkes gibi.

Son görüntüler,
İstanbul’da bir metro vagonundandı.

5-6 mülteci genç, herkesin insan gibi yolculuk yaptığı vagonda taşkınlık çıkarıp, insanları rahatsız ettiği yetmezmiş gibi adeta bir maymun gibi kolçaklara tutunup, oradan orada atlıyorlar.

Dahası;

Sonra da hepsi birer sigara yakıp, meraklı bakışlar altında tütünlerini tüttürüyorlar.

Kendilerine bakan Türkler’e de pis pis bakıyorlar, ‘hayırdır neden bakıyorsun’ dercesine.

Bakar mısınız adamlardaki cürete?

Şu ramazan ayında ne müslümanlık tanıyorlar, ne de kural.

Hadi insanları taciz edip taşkınlık çıkarmalarını bir tarafa koyalım, toplu halde sigara içmek nedir metro vagonunda?

Sebebi belli.

Dokunulmazlıkları var.

Yapsana bunu bir Avrupa ülkesinin bir metrosunda?

Yapamaz.

Neden?

Kural var orada, yasa var.

Dahası cezası var.

Hiç dinlemezler deport ediverirler ülkeden anlamayazlar.

Ama Türkiye böyle değil.

Adamlar kendilerini ayrıcalıklı görüyorlar, “savaştan kaçtık, din kardeşiyiz” diyorlar.

Sonra da Ortadoğu’da yaşadıkları gibi düzensiz ve kuralsız yaşıyorlar ülkemizde.

Milletin kadına kızına sarkıyorlar, taciz ediyorlar.

Çektikleri videolarla bizlerle dalga geçiyorlar.

Yalan mı?

Bursa’da yaşananların da farkı yok.

Daha önceki gün, Çarşamba Pazarı yine karıştı geceyarısı.

Suriyeliler’in çıkardığı kavgalara bir yenisi daha eklendi.

Bu kaçıncı olay.

Bursa’nın en mutena semtlerinden Çarşamba’yı adeta bir küçük Şam’a çeviren Suriyeliler önceki akşam yine büyük bir kavga çıkardılar.

50’ye yakın kişi kesici aletlerle birbirlerine girdiler, koca semt yine ayağa kalktı.

Olmuyor, olmuyor, olmuyor.

Bunlar artık misafir gibi davranmıyorlar.

Geldikleri gibi ürkek ve mazlum değiller.

Sebebi de, toplum kurallarına ve yasalara karşı yaptıklarının cezasının olmaması.

Allah aşkına, kimi kimi şikayet edeceğiz?

Onlar da biliyor, bu ülkede Türkler’den daha farklı şartlara sahip olduklarını.

Siz hiç;

Bursaray’da bugüne değin insanlara saldıran, taşkınlık yapan üzerine üstlük topluca sigara içen bir tek Türk gördünüz mü, duydunuz mu?

Ama bunlar yapıyor.

Yaptıklarının bir hak olduğunu, dokunulmazlıkları olduğunu düşünüyorlar.

Geçen sene Bursa’da Başaran Mahallesi’ni nasıl ayağa kaldırdıklarını hatırlamıyor musunuz?

Bir genci bıçaklamışlardı Suriyeli bir çete de canlarını zor kurtarmışlardı sonrasında.

Olumsuz görüntüleri tek tek saysak sayfalar yetmez.

İsteyene takip ettiğimiz adresi verelim izleyin yaşananları.

Zaten biliyorsunuz çoğunu.

Şu bir gerçek ki;
Bunlarla biz uyum sağlayamadık.

Daha doğrusu onlar bizim kurallara uymak istemediler.

Suriyelisi, Afganlısı, Pakistanlısı hepsi aynı.

Ne Müslümanlıkları Müslümanlık, ne insanlıkları insanlık.

Halden anlamıyorlar, laf dinlemiyorlar, kural tanımıyorlar.

Ve bunları el üstünde tutmaya devam ediyoruz.

Zaten;
Ülke genelindeki bu sıkıntı öyle büyüdü ki, anketlere bile yansımaya başladı.

AK Parti tabanı da rahatsız bu işten artık MHP tabanı da.

Daha geçenlerde;
Boşuna demedi MHP Lideri Devlet Bahçeli “Bu düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır” diye.

Hatırlayalım.

Ne demişti başka?

Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden kopuşlarına neden olan şartlar ortadan kalkar kalkmaz, bunları uğurlamak bizim asıl önceliğimiz olmalıdır”

Başka ne demişti?

Misafirin ve misafirliğin süresi sınırlıdır. Türk milletinin dokusunun, toplumsal huzur ve güvenliğinin sağlam esaslara bağlanması vazgeçilmezdir”

Sizce;
Boşuna mı söyledi MHP Lideri bu sözleri.

Yaşananlardan MHP tabanı da rahatsız belli ki.

Zaten rahatsız olmayan mı var ki?

Bunlar iyice şımardılar, çeteleştiler, insanları sindirmeye başladılar.

Daha geçenlerde görmedik mi, mülteci psikopatın biri çekti sandalyeyi sokağın ortasına ve başladı herkese racon kesmeye?

Yapsana bunu bir Avrupa ülkesinde?

Ama burada cesaret edebiliyorlar.

Korkmuyorlar çünkü.

Yasa tanımıyorlar, kural tanımıyorlar.

Biliyorlar kendilerine ayrıcalıklı davranıldığını.

Allah korusun, bunların bu davranışları ve rahatlıkları yüzünden her şey olabilir.

Ankara’daki olaylar hala hafızalarda değil mi?

Daha kaç sene önce;
Ankara’nın eski belediye başkanı Melih Gökçek bile dememiş miydi “Türkiye’deki bir çok Suriyeli kafelerde keyif çatıyor, sahillerde boy gösteriyor, biz onlar yerine savaşırken bunların oturması kanıma dokunuyor” diye.

Yapılan anketlerde, ekonomik krizin hemen ardından şu mülteci sorunu çıkması boşuna değil.

Gerçekten de Türk insanının kanına dokunuyor artık bu adamların yaptıkları.

Bunlar misafirliklerini çoktan aştılar.

Ülkelerine gönderilmelerinin vakti de geldi çattı.

Esad kaçıncıya af ilan ediyor geri dönüş için.

Neden gitmiyorlar ülkelerine.

Çünkü burada çok rahatlar.

Dikkatinizi çekiyor mu bilemiyoruz, hani yeni kurulan bir Zafer Partisi diye bir parti var ya?

Hani şu Ümit Özdağ’ın partisi.

Bu partinin ne seçimlere katılabilme hakkı var ne de bir şey.

Ama yaklaşık bir aydır adeta Türkiye’nin gündemini belirliyor Ümit Özdağ.

Ne diyor Özdağ?

Derhal” diyor “Bu sığınmacıların hepsi kulaklarından tutulup ülkelerine tek tek geri gönderilmeli”

Başka ne diyor?

Filistin’i de bugüne kadar hiç yanımızda görmedik. Filistin bundan sonra desteğimizi görmek istiyorsa KKTC’yi tanımalı destek vermeli.

Karabağ’da Ermenilerin yanında değil Türk’ün yanında olmalı”

Ne kadar doğru söylüyor değil mi, seçim olsa katılamayacak olan Zafer Partisi’nin Genel Başkanı?

Ama bu sözleriyle arkasından insanları sürüklüyor.

O Filistin değil miydi;

Mehmetçiğin terör tehdini ortadan kaldırmak için yaptığı Barış Pınarı harekatını pek çok ülke gibi kınayan?
Sözün özü;

Bu işin tadı fazlasıyla kaçtı.

Artık radikal kararların alınma zamanı.

Eminiz ki, iktidar yanlısı ya da karşıtı fark etmeksizin çoğu kişinin isteği de bu yönde.

Türkiye artık bir nefes almalı.