Bursaspor’da futboldan daha çok konuşulan maddi kriz meselesi, çok farklı boyutlara geldi.

Eski zamanlarda başkanlarda ve yöneticilerde aranan özelliklerin başında ‘futboldan anlıyor mu?’ sorusunun cevabı vardı.

Şimdilerde ise futbol kimsenin umrunda değil.

Tek soru şu; ‘Para var mı para?’

Para varsa işler çözülecek.

Evet doğru.

Borç batağına saplanan Bursaspor Kulübü'nde şu anda paradan daha önemli bir şey yok!

Başkan Ali Ay’ın da parası vardı, ancak bunlar saha sonuçlarına gram etki etmedi. Daha çok borçlandı Bursaspor Kulübü!

Aslına bakacak olursanız, istiyorsa milyar dolarlarınız olsun işten anlamıyorsanız, değil koskoca kulübü yönetmek, bakkal işletemezsiniz.

Bir de çokbilmiş yöneticiler vardır. Özellikle son 7-8 senede nelerini gördüm.

Futbol topunu göstersen, çalar saat sanacak olan isimler, antrenman sahasında hocaya bile müdahale etme cüretinde bulunuyorlardı.

Başka bir örnek verecek olursak da Hikmet Karaman’ın gidiş şeklini hatıyor musunuz? O zaman da yazmıştım, ‘Bursaspor, Avrupa kupasından elendi diye sevinenler vardı’ diye. Çünkü Hikmet Hoca bu sayede kovulacaktı.

İşte bu ve benzeri küçük hesaplar, zamanla büyük problemlere neden oldu.

Maalesef Bursaspor Kulübü, birçok yöneticinin mekanlara girerken ismini kullanarak hava bastığı bir olgu haline geldi.

‘Ben Bursaspor yöneticisiyim’ diyerek cam kenarından yer kapmaya çalışanları da duyuyoruz, bir teknik adamın imza töreninde fotoğrafa girebilmek için basamakları 5’er 10’ar atlayan yöneticileri de görüyoruz.

Geleceğim nokta şu. Bursaspor Kulübü’nün acil ihtiyacı olan maddi kaynağın yanında bir de kalite lazım. Para her kapıyı açar belki ama kaliteli bir yönetim başarıya götürür.

Para demişken, eskimeyen konu Timsah Arena’ya gelelim.

Çok iyi hatırlıyorum, inşaatı devam ederken söylenenler sözlerin başında ‘Burası para basacak’ geliyordu. Sadece futbol maçlarının oynanacağı yer değil, 7/24 yaşam merkezi şeklinde kullanılacaktı.

Temeli tam 10 yıl önce atıldı. Seneler 2011’i gösteriyordu. Ve hala bitmedi!

Bitmez de!

Anlattığım iş bilmezlik konusuna koskoca bir örnek daha…

Elinde imkan olsa ne olacak?

Proje üreten, fikir yürüten, girişim yapan vs yok mu? diyeceksiniz.

E yok.

Stadyumun her sene ismiyle alakalı bir şeyler söyleniyor. Hatırlarsanız Başkan Recep Bölükbaşı döneminde Lacoste firmasından yetkililer Yenişehir Havaalanı’na inecekti.

He bugün, he yarın inecek açıklamaları havada uçuşuyorken, Başkan Bölükbaşı’na sormuştum; ‘Başkanım Lacoste’den yetkililer ne zaman gelcekler diye?’

Aldığım cevap: ‘Adamların bir sürü işi var Barış, bu işler öyle pat diye olmuyor!' tarzında olmuştu. Zaten pat diye de olmadı!

Artık Timsah Arena ile ilgili capsler yapılıyor. ‘Bitmeyen stadyum’ ile başlayan esprileri, stadyumun temeli atıldıktan sonra doğan çocuklar bile yapmaya başladı.

Şehrin başyapıtı olacakken, komiklik simgesi haline geldi!

Bakan bir daha bakacak derken, millet görünce kafasını çevirip, ‘sinirlerim bozulmasın’ demeye başladı.

Bursaspor taraftarının, İnsan Doğaya Karşı programındaki Bear Grylls gibi zorlukları aşarak stadyuma ulaşmaya çalıştığı günleri de hatırlıyoruz. Bırakın 7/24 yaşam alanını, 90 dakika bile zor dayanıyordu taraftar.

Bir ara Timsah Arena’nın ağız kısmını düğün salonu bile yapmayı düşündüler.

O da olmadı.

En son çare halı sahaya çevirin bari.

Bölün sahayı 4’e, verin saatlik 200-300 TL’ye para bassın. Öyle para basmaz, böyle basar diye de afiş yaparsınız!!!