Türkiye’de;
Pandemi başlangıcının tam 1. yılındayız.
Tüm yaşantımızı alt üst eden bu süreç, haliyle şehirlerin trafik akışlarını da etkiledi.
Avrupa şehirlerinde de durum aynı, Türkiye’deki şehirlerde de.
Korku nedeniyle toplu taşıma azaldı, özel araç kullanımı çok daha arttı.
Haliyle yollar yetmez oldu.
Mesela bir örnek verelim geçen yıla dair.
Bursa’da;
Bir ara toplu taşım oranı yüzde 11’e kadar düştü, pandemi korkusu nedeniyle.
Yine bir örnek daha verelim.
Hatırlanacaktır;
Bursa trafiğinin bel kemiği olan Acemler’den geçen günlük araç sayısı (210 bin), İstanbul’un bel kemiği olan Boğaziçi Köprüsü’nden günde geçen araç sayısını (190 bin) geçmişti.
Ve bu ölçüm yapıldığında henüz pandemik hayat başlamamıştı.
Şimdi ise;
Acemler’in yükü günlük 240 binlere dayanmış durumda.
Birkaç gündür dikkatimizi çekiyor.
Büyükşehir Belediyesi, Acemler bölgesinde ciddi çalışmalar yapıyor.
Mesela;
İzmir yönüne gidecek araçların oluşturduğu yoğunluğu azaltmak için ilave şerit çalışması yapılıyor.
Yine;
Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi karşısındaki alana kazandırılacak otobüs ve özel araçlar için otopark projesi de hızla ilerliyor ki Batı Garajı’nda bulunan otobüs alanı da yapımı süren yere taşınacak.
Keza;
Acemler Emniyet Müdürlüğü önüne projelendirilen tüp geçit inşaatı da hızla ilerliyor.
Tıpkı;
Çevre Yolu’ndan BUSKİ önüne uzanan hatta sürdürülen şerit genişlemesi çalışması gibi.
İşte;
Bu çalışmalar tamamlanıp hayata geçirildiğinde bölgedeki trafik yoğunluğu da azalmış olacak.
Ve tabi;
Yapımı yılan hikayesine dönen Yalova Yolu’ndaki T2 raylı sistem hattında da artık sona geliniyor, keza tamamlanma ihalesi bitti ve onay aldı.
Şu da bir gerçek.
Bursa’da 3 kişiye 1 araç düşüyor.
Bu oran, Türkiye ortalamasının üzerinde.
Dahası;
3 milyon nüfusun, 2 milyon 200 bini kent merkezinde yaşıyor.
Benzer durum İstanbul, Ankara ve İzmir’de de yaşanıyor.
Trafik akışları eskisi gibi değil pandemi nedeniyle.
Bu konuyu;
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’la konuşurken bir şeye dikkat çekti.
“Tüm dünyanın konuşup çözümler üretmeye çalıştığı trafik konusunun sadece yol yaparak, genişleterek veya otoparkla çözülemeyeceğini” söyleyen Aktaş, buna rağmen Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarının büyük kısmının, ulaşım ve trafik için kullanıldığını söyledi.
Ama;
Bir noktaya da değindi.
Ve;
“Tüm kentlerin yaşadığı bu sorunu sadece fiziki değişim olarak düşünmekten ziyade, sistem olarak da değişimi düşünmeliyiz” dedi.
Örnek de verdi.
“Mesela” dedi “En düzenli kentlerin bulunduğu Güney Kore’de çok daha fazla nüfus ve trafik var.
Ama orada şöyle bir sistem işliyor. Arabada tek kişi varsa en sağdan, iki kişi varsa orta şeritten, üç kişi varsa sol şeritten gidiyor ve kurallara herkes riayet ediyor, denetleniyor da”
Başkan Aktaş;
Bu örnekten sonra şunu da söyledi:
“Biz belediye olarak yatırımları yaparken tüm tarafların da bu konuda bir irade koyması ve arkasında durması gerekiyor.
Acemler sorununa gelmeden, farklı kurullarla 100 binlik yeni plan tartışılıyor, yakında da Meclis’imize gelecek. Ne var ki, 1998’deki planla ilgili öngörü nüfusunu geçmemişiz henüz, fakat kurgusu yanlış yapılmış.
Bu nedenle tüm dünyanın mücadele ettiği trafik sorununa yönelik, ilgili kurullara ve vatandaşlarımıza düşen konular da var”
Başkan Aktaş’ın haklı olduğu yönleri yok değil.
Bu soruna paydaş olan tüm kurum ve kuruluşlar ile araç sahiplerinin de dahil olması ve ortaya bir sistem konulması gerekiyor.
Emniyet Müdürlüğü’nün de devrede olması gerekiyor.
Keza;
Tüm dünyada konuşulduğu üzere, virüsün yarattığı korku nedeniyle artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, korkular sürecek, alışkanlıklar değişecek (ki değişti), özel araç kullanımı da pandemi öncesinden çok daha fazla olarak kalacak yaşantımızda.
Bu nedenle, İstanbul’da da yaşandığı üzere bu sorunu direkt olarak siyasi mekanizmaya bağlamamak gerekiyor.