Bugüne değin;
Paşa Çiftliği ile ilgili çok şey yazıldı, anlatıldı.
Şehrin içindeki bu devasa arazinin üzerinde dün de çok göz vardı, bugün de.
Öyle ki;
18 Nisan 2016’da 90 yaşında vefat eden çiftliğin sahiplerinden Ali Muhittin Dinçsoy’un hayatı, babası gibi bu toprakları korumakla geçti.
Kimi yol geçirmek istedi, kimi konuta açmak istedi, kimi ticari alan yapmak istedi, kimi de kamusal alan.
Ama o, ilkelerinden hiç taviz vermedi.
Rahmetli Dinçsoy’u tanıyanlar bilirler.
Muazzam bir bilgi birikimine ve Bursa’da az görülmüş bir nezakete sahipti.
İstanbul Üniversitesi Fransız Filolojisi mezunu olan Dinçsoy’un, eşi Berrin Hanım’la birlikte geçmişte bir gün çiftliğinde akşam yemeğinde özel misafiri olmuştuk da, yüksek nezaketten ezildikçe ezildiğimiz o geceyi hala hatırlarız.
Allar rahmet eylesin, çok iyi bir insan olmanın ötesinde, çok da iyi bir vatanseverdi.
***
Dinçsoy’la;
Paşa Çiftliği’nde geç saatlere değin süren sohbetimizde çok şey öğrenme fırsatımız da olmuştu.
Bu notları;
Daha sonra sağlığında, meslektaşımız sevgili Banu Demirağ yayınladı.
Malum.
Bu çiftlikle ilgili birçok tevatür konuşulur.
Aslında;
Çiftliğin adı Paşa’nın Çiftliği’dir.
Bu isim de, 300 yıl önceden aile büyüklerinin İstanbul’da Saray’da Paşa olmasından gelir.
Fakat zamanla Paşa’nın Çiftliği, Paşa Çiftliği’ne dönüşür.
Sanılanın aksine de buraya Mustafa Kemal Atatürk hiç gelmemiştir.
İsmet İnönü, Recep Peker, Şükrü Kaya, Celal Bayar gibi isimler gelmiştir ama Mustafa Kemal Atatürk hiç gelmemiştir.
Mesela;
12 Eylül darbesinden sonra Paşa Çiftliği’ne gelen yüksek isimlerden biri de dönemin kudretli Paşalarından Turgut Sunalp’tır.
Sunalp Paşa;
Kenan Evren’in talimatıyla, halk arasında “horoz partisi” olarak bilinen Milliyetçi Demokrasi Partisi’ni kurduktan sonra, Bursa teşkilatının yapılanması için Paşa Çiftliği’ne gelir ve Ali Muhittin Dinçsoy’a Bursa İl Başkanlığı teklif eder.
Ama Dinçsoy siyasete girmeyi reddeder.
Yine;
Banu Demirağ ile yaptığı söyleşiye göre Turgut Sunalp ve partisi MDP için şöyle der:
“Darbe sonrası yapılan ilk genel seçimde eğer Kenan Evren’in o yanlışı olmasaydı, ANAP yerine MDP tek başına iktidara geliyordu…”
***
İfade ettiğimiz gibi;
Ali Muhittin Dinçsoy’un hayatı, Paşa Çiftliği’ni korumakla geçti.
Ancak;
Çeşitli istimlak uygulamaları sonrasında 3 bin dönüm araziden sadece 1100 dekar kaldı geriye zaman içinde.
Hatta hatırlanacaktır;
Kendisi hiç tasvip etmemekle birlikte yeni yapılan stadyum yapımı için arazinin 22 dönümünü vermek durumunda kalmıştı.
***
Dinçsoy’un ölümünün üzerinden 5 yıl geçti.
Paşa Çiftliği, hissedar ve mirasçılarıyla birlikte yerini korumaya devam ediyor.
Önceki gün;
Çok ilginç bir şey öğrendik.
Duyduğumuzu ilginç kılan, bu bilgiyi ne Dinçsoy’un sağlığında ne de ölümünün üzerinden geçen 5 yıl süresince hiç duymadığımızdı.
Meğerse;
Ali Muhittin Dinçsoy yaşamının son döneminde, Paşa Çiftliği arazisinin 8 dönümünü LÖSEV’e bağışlamış.
Bunu da imzalamış.
Ama bir şartla.
O da, kanser tedavisi gören çocuk ve gençlerin rehabilite edilebilmesi için bir “Çocuk Köyü” yapılması.
Yani bir yapılaşma veya arazinin satılması mümkün değil, bu bağış anlaşmasına göre.
Şimdi ise;
LÖSEV bu bağışı hayata geçiriyor.
Bu bilgiyi de, LÖSEV’in Genel Koordinatör Yardımcısı Füsun Emecan Özcan’dan öğrendik.
Planlamaya göre;
“Çocuk Köyü”, Paşa Çiftliği’nin Yakın Çevre Yolu’nun karşısındaki Mutlular Mahallesi’ne bakan bölümde hayata geçirilecek.
Burada;
Tedavi üniteleri bulunmayacak, 8-12 yaş ile 15-21 yaş arasındaki çocuk ve genç hastaların rehabilitasyonu ile kişisel gelişimleri gerçekleştirilecek.
Yanı sıra;
Söz konusu “Çocuk Köyü”, Bursalılar’a da açık olacak, kafetaryaları ve sosyal donatı alanlarından hiçbir giriş yasağı olmadan herkes yararlanabilecek.
***
Bugüne değin hiç bilinmeyen ve gizli tutulan bu hayırlı bağış ve vasiyet için şimdi LÖSEV’e Bursa iş dünyasından bağışlar gerekiyor.
Kimi tuğlasıyla çimentosuyla, kimi teşrifatıyla buraya el atarsa, kısa sürede hayata geçirilmesi öngörülüyor tesisin.
Dahası;
Merhum Dinçsoy, bugünlerde önemini daha çok kavradığımız toprak ve yeşil alanla Bursalılar’ı da buluşturmak istemiş ki sağlığında, ruhuna ne kadar dua etsek azdır herhalde.