Ciddi bir merak konusuydu 2 yıl önce Nilüfer’de.

Gerçi;

Nilüfer’in CHP’nin kalelerinden biri olduğu biliniyordu ama acaba başkan adayı değişikliği nasıl yorumlanacaktı Nilüfer seçmeni tarafından.

Malum.

31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde, Nilüfer’i 20 yıl süreyle yöneten Mustafa Bozbey partisi CHP tarafından Büyükşehir’e kaydırılmış, Bozbey’in isteğiyle de yardımcılarından mimar Turgay Erdem Nilüfer adayı gösterilmişti.

Hatırlanacaktır;

2019’daki o yerel seçimlerde seçim ittifakları vardı.

AK Parti’nin adayı Necati Şahin’e MHP’liler, CHP’nin adayı Turgay Erdem’e de İYİ Partililer destek veriyordu.

Nasıl bir hesap yaptı bilemiyoruz ama…

Seçim propaganda döneminde Turgay Erdem ısrarla “seçimi yüzde 62 oyla alacağız” diyordu.

Neye göre söylüyordu bunu bilemiyoruz, çünkü küsuratlı rakam veriyordu.

Tam tersine;

Başkan adayı değişikliğinden dolayı da AK Parti adayı Necati Şahin, seçimi bu kez kendilerinin alacağını ifade ediyordu.

O gece;

Sandıklar açıldığında Turgay Erdem’e yüzde 62.09 oranında oy çıktı.

Ve ilk kez belediye başkanı seçildi.

Rakibi Şahin’e de yüzde 35.13 oy çıktı.

Yerel seçimlerin üzerinden tam 2 yıl geçti.

Bu sabah;

Başkan Erdem’in 2 yıllık icraatını anlatan bir basın buluşması vardı Nilüfer’de.

Ne yazık ki;
Kozamedya olarak yakın zamanda başlayacağımız youtube yayıncılığı için İstanbul’dan gelen teknik heyetle yaptığımız toplantı nedeniyle Erdem’in açıklamasına yetişecek zamanımız kalmadı.

Grubumuz adına toplantıya katılan arkadaşlarımızın aktardığına göre, görevdeki 2 yılını içeren A’dan Z’ye bir sunum yapmış Başkan Erdem ve meslektaşlarımızın sorularını yanıtlamış.

Görebildiğimiz kadarıyla;

Su faturalarının ucuzlatılması amacıyla Büyükşehir Belediyesi’nin ilçeler adına topladığı katı atık bedelinin kaldırılması nedeniyle Nilüfer’in yıllık 60 milyon lira kaybının olması Nilüfer’i de zora sokmuş.

Ve tabi;
Nilüfer’in batıya doğru genişlemesi, ortalama 10 yıllık süreçte yaklaşık
80 bin ek nüfusun da ilçeye dahil olmasını gerektirecek ki, anladığımız kadarıyla şimdiden bu büyümenin vereceği hizmet artışının projeksiyonu da yapılıyor.

Bir de;
İşin
siyasi boyutunu da değerlendirmek gerekiyor.

O da bir sonraki seçimlere dair.

Henüz çok erken olmakla birlikte şunu söylemek mümkün.

Mustafa Bozbey’in şimdiden Büyükşehir adayı ilan edilmesiyle birlikte, Bozbey’in Nilüfer’e dönmeyeceği belli olduğu gibi, Bozbey’in Nilüfer’e ısrarla istediği Turgay Erdem’in –herhangi büyük bir hata yapmaması halinde- yeniden Nilüfer’in aday olma ihtimalinin çok yüksek olduğu.

Ki, geçen 2 yılda gayet başarılı bir görüntü verdi Erdem.

Gelelim;
Nilüfer’den bir başka CHP’li belediyeye,
Gemlik’e.

Aslında…

Özel hayatın yazılması ve çizilmesinden yana değiliz.

Çünkü adı üzerinde özel hayat.

Ama;

Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan bugün bir basın toplantısı düzenleyip, konuya dair açıklama yapınca, birkaç gündür arkadaşlarımızla birlikte ısrarla uzak durduğumuz bu konuya dair yorum yapmak da elzem oldu.

Bilenler biliyor.

Konu, evlilik dışı bir ilişki.

Mikrofonların başına geçerken “Benim için bugün bu konuşmayı yapmak çok zor” diyen Başkan Sertaslan, “iki yetişkinin hatası” olarak nitelediği konuyu, hemen herkesin cesaret edemeyeceği bir şekilde anlattı.

Lafı dolandırmadı, yaşadıklarını inkar etmedi.

Eğilmedi, bükülmedi.

Sadece;

Davalık olan konuyla ilgili mahkemenin gizlilik kararı bulunduğunu hatırlatıp, “hakkında açılan babalık davası”na ilişkin, “Yargının vereceği karar neticesinde herkes hak ettiğini yaşayacak” dedi.

Ve;

Yaşadığı ve sonlandığı anlaşılan ilişkiye dair de “Tek özür dilemem gereken kurum, aile kurumumdur, çok şükür ki onlar da arkamda duruyorlar” dedi.

Kendisi hakkında bazı haber organlarında “siyasi linç kampanyası başlatıldığına” da işaret eden Başkan Sertaslan, yaşananları Ankara’da partisinin Genel Merkez yöneticileriyle de paylaştığını anlattı.

İfade ettiğimiz gibi, konu tamamen özel hayat.

Zor bir durum.

Anladığımız kadarıyla, konu sadece Aile Mahkemesi ile sınırlı kalmayacak belki ceza davasına da dönüşebilecek.

Başkan Sertaslan, yasal çerçevede anlatmak istediğini anlattı.

Doğrusu bu tip açıklamaları yapmak yürek ister, cesaret ister.

Hassas bir konu çünkü.

Açıkçası, biz de bu hassas konuya çok girmek, paylaşmak, aktarmak, araştırmak yanlısı değiliz.

Sertaslan’ın dediği gibi, konuya “Adaletin kestiği parmak acımaz” düsturuyla bakmak, işi de siyasi arenaya taşımamak ve yargıya bırakmak gerekiyor.