Bursa’da da…

Ortalık fazlasıyla yangın yeri.

Çaresizlik ve isyan ise had safhada.

Ve;
Bir koca yaz mevsimi daha, kayıp bir şekilde akıp gidiyor.

Bilmeyenlere aktaralım.

Bursa;
Verimli tarım toprakları ile Türkiye’nin en büyük taze fasülye üreticisi.

TÜİK’in verilerine göre;

Bursa, 40 bin dekara yakın alanda 70 bin tonu aşkın taze fasulye üretimi ile ülkenin önemli bir ihtiyacını karşılıyor.

Bu üretim de Yenişehir’de gerçekleştiriliyor.

Yaklaşık 1 ay önce de hasat dönemi başladı.

Üreticiler;

Bir işçiye günlük 950 lira yevmiye vererek fasülyeleri büyük bir heyecanla toplatmaya başladılar.

Fakat ne görsünler ki;

Pazarda;
Kilo fiyatı 150-200 lira olan taze fasulyeye, tarlada verilen kilo fiyatı 12 lira!

Geçen yıl;

Üreticilerden alınan kilo fiyatı 30 liraydı.

Bunca enflasyona ve yükselen giderlere karşılık bu sezon, tüccarlar 12 lira fiyat veriyor.

Fasülye üreticisi çaresiz.

Tarladakini toplattırıp satsa zarar edecek, hiç toplatmasa külliyen batacak!

Çaresiz, zarar etmeyi tercih ediyor fasülye üreticisi Yenişehir’de.

Gelelim Karacabey’e.

Türkiye’nin;

En çok salçalık domates üretiminin yapıldığı yer Karacabey.

Tarlada 3 liraya mal olan domates, şu sıralar tüccarlar ve fabrikalar tarafından 2 lira 30 kuruşa kadar düşürülerek satın alınmak isteniyor.

Karacabey’de;
1 dekarlık alanda domatesin üretim maliyeti 35 bin lira.

Ancak dekar başına 15-20 bin lira zararı var bu sene çiftinin.

Bu durumun nedeni aynı.

Sürekli artan ekim, ilaçlama ve söküm maliyetleri.

İkincisi de;

Ürünlerin, özel sektör tarafından yok pahasına alınması.

Bu da bir plansızlık ve programsızlık.

Yani;

Üreticinin, tarlada kilosunu 2 liraya satamadığı domates, büyük şehirlerde 35- 40 liraya satılıyor!

Olacak şey mi Allah aşkına?

Peki ya;

Bursa’nın verimli tarım topraklarında üretilen bir başka ürün olan karpuza ne demeli?

Çoğu kişi bilmez.

Bursa’nın karpuz deposu Mustafakemalpaşa’dır.

En iyi karpuzlar burada üretilir.

Bu sene karpuz üreticileri de kan ağlıyor.

Geçen yıl;

Karpuzun kilosunu 10 liradan alan tüccar, bu sene 2-3 liradan almak isteyince ortalık toz duman oldu.

Hatta;
Daha az rakama –mecburen- satılanlar da oldu.

İlçede;
Bir dönüm alanda karpuzun maliyeti 20-25 bin lira iken, üretici bu sene bir dönümden sadece ortalama 8-10 bin lira para alabildi.

Yani onlar da zarar etti.

Zarar etmemeleri mümkün mü zaten?

Mazotun litresi 46 lira.

Gübre desen tonu 15 bin lira.

Tohum ve fide de dünya para.

Günlük toplama yevmiyesi de bu sene 950 lira.

Üretim maliyetleri çok yüksek olunca, çiftçinin bu yükün altından kalkmasına da imkan kalmıyor.

İster istemez elindekini yok pahasına vermek zorunda kalıyor hiç olmazsa zararını azaltıyor çiftçiler.

Geçenlerde;

Mustakemalpaşa’ya giden Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ilginç bir durumla karşılaştı.

Daha doğrusu beklemediği bir durumla karşılaştı.

Bozbey’in;
İlçeye geldiğini duyan karpuz üreticileri, yaşadıkları bu durumu anlattılar Bozbey’e.

“Halimiz perişan, ülkenin tarım politikası nedeniyle bu sene zararımız daha da büyük. Toprakları satmaktan başka çaremiz kalmadı” dediler.

Bozbey de çok şaşırdı bu duruma.

Hemen kaldırdı telefonu, Tarım AŞ’nin yöneticilerini aradı.

Ve;
Yapılan sübvansiyon ile ilçeden tam 700 ton karpuz alımı planlaması yapıldı Tarım AŞ tarafından.

İlk etapta da 100 tonu hemen alındı.

Üretici büyük bir nefes aldı.

Ve bu tonlarca karpuz, Bursa’nın 17 ilçesinde halka ücretsiz dağıtılmaya başladı.

Bu sayede;

Zarar eden karpuz üreticisinin sorunu Başkan Bozbey’in talimatı ile çözüldü.

Çözüldü çözülmesine ama köklü çözüm bu değil aslında tabi.

Sorun;
Ülkenin tarım politikalarında.

Çiftçi öyle bir mağdur ki artık ekim bile yapmıyor.

Elindeki tarlalarını yavaş yavaş satıyor ayakta kalabilmek için.

Ve;

Yurt genelinde inanılmaz bir tarım arazileri satışı gözleniyor.

Önceki gün ulusal bir kanalda vardı haberi.

Zarar ettiği için artık ekim yapamayan Edirne’de çiftçiler, tarlalarını yabancı bir kuruluş aracığıyla “iyi para”ya satmaya başlamışlar.

Satın alanlar aynı zamanda da vatandaşlık alıyorlarmış ki, işin ilginç tarafı, tarım topraklarının yabancılarının eline hızla geçiyor olması.

Şimdi;
Hal böyleyken, konu hayli derinken, Türk çiftçisi iyice zarar etmeye başlamışken, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey üzerinden söz ona siyaset yaptıklarını görüyoruz.

Bir yaraya parmak basmak için Başkan Bozbey’in Tarım AŞ’ye aldırdığı tonlarca karpuzu “Bursa böyle mi gülümsüyor” diyerek basitçe eleştirmek ve Türk tarımında yaşanan büyük depremi görmezden gelmek, kasaba politikacılığı değil de nedir?

Ülkenin tarım politikası bu denli kötüyken, bir yerel yöneticinin çiftçilere saman ve küçükbaş hayvan dağıtması, zarar etmesin diye ürününü satın almaya çalışması, siyaseten dalga geçilecek bir konu mudur?

Hele ki;

Ülkenin içinde bulunduğu şartlar ortadayken ve çiftçilerin de yakarışları had safhadayken…