Çok görmek istediğimiz yerlerden biriydi.
Keza;
Türkiye’nin kırılma noktalarından birinin yaşandığı yerdi.
Pazar günü;
Büyükşehir Belediyesi’nin davetiyle, bir dönemin yasaklı adası olan Yassıada’ya gittik.
Hani şu;
1960 askeri darbesiyle demokrasinin katledildiği, kurulan düzmece bir mahkeme ile Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının savunma yapmalarına bile müsaade edilmeden idam kararlarının verildiği Yassıada.
Doğrusu etkilenmemek mümkün değildi.
Adaya atım attığınızda sizi rehberler karşılıyor.
Önce;
Osmanlı’nın son Tanzimat Dönemi’nden başlayıp Cumhuriyet’in kuruluşuna, çok partili siyasi hayata, 60 darbesine, 80 darbesine ve sonraki seçimleri takiben günümüz Türkiye’sine gelinen adeta bir zaman tünelinden geçirildik.
Gördüklerimizin tümü de çok etkileyiciydi.
O zamanları anlatan balmumu manken dekorlu bu zaman tüneli müthişti.
Sonrasında ise;
Merhum Başbakan Adnan Menderes’in doğduğu evin birebir yansıtıldığı eve girdik.
Dekorlar ve eşyaların birebir yapıldığı anlatıldı.
En acısı da;
Başka bir binada Menderes’in zulüm haftalarının geçtiği yerlerdi.
Mesela;
Menderes’in tutulduğu odası (hücresi) hepimizin tüylerini diken diken etti.
Hele ki;
Güya düşünmesi için sokulduğu ama bir işkence odası olan ve sadece damla damla su sesinin olduğu sessiz odayı görünce hayrete düştük.
Askerler ne işkenceler yapmışlar.
Sonrasında ise;
Menderes’i çok aynalı bir odaya sokmuşlar ki, burada halisülasyonlar görmesi ve akli melikeleri yitirmesi amaçlanmış.
CHP meclis üyesi Şahin Sevinç’in fotoğraf çekimlerinden biz de yararlandık.
Mektup odası da ilginçti.
Bir kağıt ve kalem vermişler ailesine mektup ulaştırmak için.
10 satırı ve 50 kelimeyi geçmemek üzere mektup yazabilecekleri söylenmiş tutukluların ailelerine.
Ama;
Anlatıldığına göre bu mektupların çoğu Ada Komutanı tarafından anında yırtılmış ve tutukluların aileleriyle irtibatının kesilmesi amaçlanmış.
Gelen mektuplar bile gösterilmemiş yırtılmış.
Şunu gördük ki;
Menderes ve arkadaşlarına çok işkenceler yapılmış.
Mesela;
Ada Komutanı Tarık Güryay’ın “Gel buraya Adnan” diye aşağılayıp Menderes’i odasına çağırması ve güya diğer bakanların kendisi hakkında aleyhte ifade verdiği yalanını söylemesi bile kayıtlarda duruyordu.
Yüzlerce;
Demokrat Partili’nin ve bazı memurların 9 ay 27 gün süren vesayet altındaki sözüm ona bağımsız mahkemede yargılandıkları spor salonu ise kuşkusuz en etkileyici bölümdü adada.
Burada;
Salon duvarına devasa bir çizgi videolar yansıtılarak dönemin yargılaması birebir anlatılıyor.
Burada;
Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, son Bakanlar Kurulu üyeleri, TBMM Başkanı başta olmak üzere 395 milletvekilinin de aralarında bulunduğu toplam 592 sanık anayası ihlal ve diğer suçlardan yargılanmışlardı.
Birebir;
O anın yansıtıldığı görüntülü anlatımda salondaki herkesin mırıldanmasına yol açan bölüm de, Menderes’in, savunma hakkının kısa kesildiğini söylediğinde Mahkeme Başkanı Salim Başol’un “Sizleri buraya tıkan irade böyle istiyor” sözleriydi.
Zaten;
Bu sözler, mahkemenin ne kadar düzmece bir mahkeme olduğunun en iyi örneği olarak görüldü.
Yine;
Yargılamaların yapıldığı duruşma salonunun duvarında gösterilen çizgi videonun bir etkileyici sahnesi de şuydu.
İki bakan arkadaşının asılarak idam edilmesinden haberi olmayan Menderes, Yassıada’dan asılmak üzere İmralı Adası’na götürülüyor tekneyle ama kendisi bilmiyor.
Askerlere “nereye gidiyoruz” diye sorduğunda “Adnan seni sağlık kontrolüne götürüyoruz” diyorlar ama götürdükleri yerde hiç beklemediği bir anda idam tahtasına çıkarıp asıyorlar.
Ne kadar acı.
Bu olayların üzerinden 60 yıl geçen ada gerçekten de yas dolu bir ada.
Türk demokrasi tarihinin kara bir lekesi olan bu olayların anlatıldığı müze adayı görmenizi tavsiye ederiz.
Yılların yasaklı adasını görme fırsatı yarattığı için Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a da teşekkür ediyoruz.