Özellikle…
Osmangazi kongresinden sonra CHP içindeki gerilim öyle bir artmıştı ki, adeta bugüne işaret ediyordu.

Keza;

İleriye yönelik hesaplar başlamıştı CHP içinde.

Planlama yapanlar;

İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ı -kongre döneminde-yeni “hedef” olarak belirlemişler, sonrasında da genel seçim ve yerel seçimde adaylarının değiştirilmesini düşünüyorlardı.

Öyle ki;

Bazı sosyal medya hesaplarından Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’a yönelik yapılan olumsuz yorumlara özellikle -beğeni- atıp adeta kendini gösteren CHP’nin bazı eski yöneticileri bile oluşmaya başlamıştı.

Bardak;

Hafta sonunda Nilüfer’de Altınşehir Mahalle Temsilciliği’nin düzenlediği geniş katılımlı kahvaltılı toplantıda taştı.

Burada;
Büyükşehir Başkanı Bozbey ilk kez bu kadar açık konuştu.

“Bu saldırılar” dedi “Parti içi demokrasi falan değil, açıkça partimizi ve isimleri karalıyorlar, bunlar belgeli”

Ardından da;

Herkesin huzurunda, atılacak adımı net olarak söyledi.

“İl Başkanımız bu belgeleri toplayacak ve bu kişileri partimizden atacak ya da attıracak.

Demokrasi böyle bir şey değil, biz çocuklarımızın geleceği için mücadele ederken, içimizdeki birileri buna engel oluyorsa, onlar artık bu partide artık duramayacaklar”

Bozbey;

Bu kişilerin, seçimde CHP’ye ve adaylarına adaylarına oy vermediğini de söyledi.

İşte;
Bu çıkıştan sonra İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da Bozbey’in konuşmasından sonra kürsüye çıkarak adeta nokta atışı yaptı.

“Savaşın birini AKP’ye karşı veriyoruz, birini de parti içinde kendine menfaat ve yer sağlamaya çalışanlara karşı veriyoruz.

Benim villalarımın, lüks arabalarımın olduğunu söyleyerek, kendi kurdurttukları sosyal medya hesaplarından bir şahsa para vererek bana saldırtıyorlar”

Yeşiltaş;
Bu sözlerinin ardından da isim vermediği o kişilere adeta füze attı.

“Şimdi” dedi “Soruyorum. Aralarında il başkanlığı ve ilçe başkanlığı yapmış bu kişiler, görev yaptığınız dönemde ayyuka çıkan o mal varlıklarınızı nasıl yaptınız, çıkın açıklayın”

İşte…

Bu sert çıkışların ardından sadece 1 gün geçmişti ki, CHP’de dananın kuyruğu koptu.

Pazartesi akşamı;
Partide yapılan il yönetim kurulu toplantısında -ilk etapta- CHP’nin eski il başkanlarından Turgut Özkan’ın tedbirli olarak disipline sevk edilmesine oybirliği ile karar verildi.

Özkan;

Parti tüzüğüne göre “Partide aldıkları görev ve sorumlulukla, üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak, partinin temel ilkelerine aykırı siyasal çalışmalara ve eylemlere katkıda bulunmak, parti adaylarına karşı ya da başka parti adaylarından yana açık ya da gizli çalışmak”la suçlanıyor.

Yanı sıra;

Disipline sevk edilerek partiden ihracı istenen eski İl Başkanı Turgut Özkan, yine tüzüğün “Parti içinde ve toplumda her türlü ayrımcılık yapmak, bu doğrultuda açıklamalarda bulunmak, parti çalışmalarında üyelere saldırıda bulunmak, parti düzenini bozmak, çalışmaları aksatmak” maddesi ile de suçlanıyor.

Gelişmeler fazlasıyla ilginç.

Bursa’da;

31 Mart seçiminden sonra, CHP’de etekteki taşlar dökülmeye başladı.

Ki;
Bu dökülmenin daha da artacağını öngörüyoruz.
Keza;

Partiden ihraç sürecinin şimdi de Nilüfer’in eski ilçe başkanı Fırat Yılmaz’la devam edeceği konuşuluyor.

Bu yönde;
CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın pazar günü ifade ettiği  “Aralarında il başkanlığı ve ilçe başkanlığı yapmış bu kişiler, görev yaptığınız dönemde ayyuka çıkan o mal varlıklarınızı nasıl yaptınız, çıkın açıklayın” sözlerindeki asıl kişinin eski ilçe başkanı Fırat Yılmaz olduğu ve Yılmaz’ın görev süresindeki mal varlığının artışı sorgulanıyor.

Hatırlanacaktır.

Nilüfer’de;

Turgay Erdem’in belediye başkanlığı zamanında, özellikle inşaat sektöründe yaşanan milyarlarca liralık rant artışı iddiaları döneminde, Fırat Yılmaz da Nilüfer ilçe başkanı olarak görev yapıyordu ki, Yılmaz’ın bu süreçte gözle görülür bir mal varlığına sahip olduğu öne sürülüyor.

Büyükşehir Başkanı Bozbey ile İl Başkanı Yeşiltaş’ın “belgeli” dediği konular arasında bu yüksek mal varlığı artışlarının da bulunduğu belirtiliyor.

Kulağımıza gelenlere göre, bu yeni olası disiplin sürecinde, görev süresince edinildiği öne sürülen bu yüksek mal varlıklarının “sebebi”nin de isteneceği yönünde.