Çay muhabbeti;

İstanbul seçimlerinde ortaya çıkmış bir kavramdı.

Hani;

CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ile AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım’ın güya kozlarını paylaştığı ama hiç de beklentilerin karşılanmadığı bir tv programı vardı ya?..

Program sonunda;
İmamoğlu, Yıldırım’a bir aile fotoğrafı çektirmeyi teklif etmiş, çekim sonrasında da Binali Yıldırım, İmamoğlu’nu çaya davet etmişti.

O çay hala içilemedi.

Davet eden de olmadı, giden de.

Sonra da unutuldu.

Bu olayı bugün aylar sonra İmamoğlu hatırlattı.

Ben” dedi “Bu çay daveti süresinin dolduğunu düşünüyorum. Şimdi ben o çayı kahveye çevirdim, kendisini belediyede hem layıkıyla ağırlayalım, hem de İstanbul’la ilgili düşüncelerini alalım”

Yenilenen İstanbul seçiminden sonra pek görünmeyen Binali Yıldırım bu davete ne diyecek, bekleyip göreceğiz.

Ancak…

Görünen o ki;

Bahanesi çay/kahve olan ama asıl amacı diyalog kurmak olan bu davetler şimdi genişliyor.

Hatırlanacaktır;

AK Parti, İstanbul’da geçenlerde “siyasi patron”u değiştirdi ve üniversiteyi Bursa’da İlahiyat Fakültesi’nde okuyan Osman Nuri Kabaktepe’yi İl Başkanı yaptı.

Kabaktepe;
Milli Görüş geleneğinden gelen bir isim ve Ordu’lu.

Ne tesadüf ki, CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Ordu’lu.

Henüz;
Kamuoyunun ve basının yeterince tanımadığı AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe, önceki gün farklı bir çıkış yaptı ve Canan Kaftancıoğlu’nu kahve içmeye davet etti.

Bugün de cevap geldi Kaftancıoğlu’ndan ve “Hemşehrimin kahve davetine icabet edecek ve görevinden dolayı kendisini kutlayacağım” dedi.

Peki ya;
Tüm bunlar yaşanırken Bursa’da neler oluyor?

Bursa’da henüz her şey belirsiz.

Yerel siyasette yeni beyaz sayfalar açılırken, Bursa’da kötü bir geçmiş duruyor.

Malum.

CHP İl Başkanı İsmet Karaca ve İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, bir süredir Bursa’da iktidarın korkulu rüyası konumundalar.

İlginç çıkışlar yaparak, Bursa’da “iktidarın artık tek kale maç yapamayacağını” söylüyorlar ısrarla.

Öyle ki;

Her iki başkanın yaptıkları açıklamalar, protestolar ve basın toplantılarının hedefinde ağırlıklı olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş vardı.

Ama ne ilginç ki;

Aktaş’a yönelik gelen bu siyasi salvolara, dönemin AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman tek bir cevap vermediği gibi, hemşehrisi olan Alinur Aktaş’ı da bu yoğun top atışında yalnız bırakmıştı.

Haliyle;
Bu Ayhan Salman’ın bu sessizliği Alinur Aktaş kadar AK Partili’leri de şaşırtmıştı.

Şimdi artık Ayhan Salman yok AK Parti’de.

Yok ama;

CHP İl Başkanı İsmet Karaca ile İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu halen sahadalar ve elleri de tetikte.

Ve göründüğü kadarıyla yerel iktidar olan Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirmek için her türlü enstrümanı kullanmaya devam edecekler.

Açıkçası başarılılar da.

Çünkü, Bursalı’ların ortak sıkıntı duyduğu konuları dillendirip, AK Parti’yi Bursa’da köşeye sıkıştırıyorlar.

Normalde;
İl Başkanı’nın muhatabı yine İl Başkanı’dır, Büyükşehir Belediye Başkanı değildir.

Şimdi haliyle merak ediliyor.

Bursa’da da “siyasi patronu” değiştiren ‘AK Parti, acaba Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı yine yalnız bırakacak mı’ diye?

Keza;
AK Parti’nin çiçeği burnunda İl Başkanı Davut Gürkan henüz bir siyasi salvo görmedi daha CHP ve İYİ Parti’den.

Görürse ne yapacak, sessiz mi kalacak, Aktaş’ı Salman’ın yaptığı gibi yalnız mı bırakacak, çıkıp masaya yumruğunu mu vuracak, yoksa modaya uyup muhalefete bir çay/kahve teklifi mi yapacak, bunlar şimdilik belirsiz.

İşin daha da ilginci;

Bu soruların cevabını en çok da, son aylarda belediye başkanlarının yalnız bırakılmasından rahatsızlık duyup, küçük küçük mırıldanmaya başlayan ve bu sesleri Ankara’dan bile duyulan AK Partili’ler bekliyor.