Doğrusu, çok korktuk.
Kimi işinde, kimi evinde, kimi okulunda, kimi de alışverişte yakalandı.
Bu sabah;
Saat 10.42’de meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki deprem, unuttuğumuzu sandığımız büyük tehlikeyi yine zihinlerimize soktu.
Gemlik Körfezi açıklarında başlayan ve yaklaşık olarak 8 saniye süren şiddetli sarsıntı Bursa’nın her yerinden fazlasıyla hissedildi.
Sarsıntıyla birlikte insanlar kendilerini bulundukları yerlerden sokaklara atarken, pek çok binada çatlamalar görüldü.
Deprem esnasında;
Şehirde en büyük panik ise okullarda yaşandı.
Öğrenciler panikle okul bahçelerine çıkarken veliler de okullara akın ederek çocuklarını aldılar ve eğitim bugün aslında fiilen yapılmadı.
Dahası;
Büyük sarsıntının ardından yaşanan ve en büyüğü de 4.5 büyüklüğünde olan 13 artçı sarsıntı da yaşanan ilk büyük paniği tetikledi.
Deprem sonrasında Gemlik, Mudanya ve Kurşunlu kıyılarında ise sıra dışı görüntüler oluştu.
Bu bölgelerde oturanlar büyük bir panikle kendilerini sahile atarlarken, denizde oluşan köpüklenme ve dalgalanma da tedirginliği artırdı.
Bu arada;
Gemlik’te yaşayanlar ise, birkaç gündür içme sularının farklı bir kokuda olduğunu belirterek, buna başta anlam veremediklerini ancak bugün yaşanan depremle mutlaka ilintili olduğunu öne sürdüler.
Yaşanan büyük korkunun ardından açıklamalar da peş peşe geldi.
En ilginci;
-Ne yazık ki- Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın yaptığı açıklamaydı.
Bursa’nın;
Hiç büyümemesi gereken sulak tarım alanlarına doğru büyüdüğünü belirterek “Bursa, hiç yapmayın dediğimiz şeyleri yapmıştır” dedi ki, Bursa’nın karşı karşıya olduğu büyük tehlikeyi gayet iyi özetledi.
Gerçekten de Bursa büyük bir tehlike atlattı.
Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği’nin Bursa Temsilcisi Serkan Işık’ın söylediği gibi eğer ki bu deprem bir 10 saniye daha sürseydi şu anda başka bir Bursa ile karşı karşıya kalabilirdik.
Konunun uzmanları sürekli uyarıyor, meslektaşlarımızla birlikte bizler de bu uyarıları kamuoyuna iletiyor, aktarıyoruz.
Ne var ki, galiba durduğumuz yerde duruyoruz Bursa olarak.
Daha;
Bursa’nın bir deprem eylem planı bile bilinmiyor.
Basit bir anlatımla, olası büyük deprem sonrasında kim ne zaman ne yapacak kimse bilmiyor.
Vatandaş nerede toplanacağını, kimin, kimlerin kendilerine ne yardım getireceğini bilmiyor.
Haberleşme kesintiye uğrayacağından nasıl bir alternatif kullanılacağı bilinmiyor.
Yol fakiri Bursa’da ana arterlerde olası bir sıkıntı veya köprülerin, viyadüklerin yıkılması halinde ulaşımın hangi alternatif rotalardan sağlanacağı bilinmiyor.
Allah korusun ama Bursa büyük bir deprem geçirse Bursa’ya hangi lojistik merkezlerinden yardım sağlanacağı bilinmiyor.
Hangi kurtarma ekiplerinin hangi koordine ile hangi bölgelere hangi iş makinaları ve personelle çalışacağı bilinmiyor.
Velhasılı;
Bursa olası büyük bir felakete hiç hazır görünmüyor.
Ve buna rağmen de sık sık kapıyı çalıyor bu büyük tehlike.
Bursa’nın;
Mevcut yapı stokuna göre uzmanların deyimiyle, 700 bine yakın insan büyük bir tehlike altında yaşıyor.
Ve ne yazık ki çaresizlikten yaşıyor.
Bursa’nın kapısı bu sabah gerçekten de bu sefer şiddetli bir şekilde çalındı.
Hepimize geçmiş olsun ama ne yazık ki tehlike hala sürüyor ve işimiz de duaya kalmış görünüyor.