Kameralar önünde yaşananlar fazlasıyla ilginç.
Mesela, şöyle bir şey olsa.
Diyelim ki;
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yüzlerce personel alımı yapacak.
Bunun için de Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla yapılacak bir kura çekimi var ki, personellerin görev yerleri belirlenecek.
Hem de kameraların önünde.
Mesela;
O esnada CHP’nin Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, herkesin gözü önünde sahnede mikrofonu bir anda kapsa ve Ekrem İmamoğlu’na dönerek “Sayın Başkanım benim yeğenim de şu anda burada, kuradan önce sizi tanıştırmak istiyorum” dese ne olurdu?
Hemen söyleyelim, yer yerinden oynar, başta troller olmak üzere CHP’ye ve İBB’ye en masum haliyle “torpil” yaftası yapıştırırlardı.
Şimdi bu durumun;
Ankara’da gerçekleştirilen Adli Yargı Kura Töreni’nde yaşananlardan ne farkı var?
Kuraya geçilmeden;
AK Parti’nin Grup Başkanvekili Özlem Zengin alıyor mikrofonu eline ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da şaşırtacak şekilde “Benim yeğenim Arif Dağhan’ı telaffuz etmek istiyorum size. Benim yeğenim kendisi, hiç olmazsa size bir selam versin, kurada da adını nasıl olsa görürüz” demesi tuhaf değil mi?
İki gündür;
Özlem Zengin, sosyal medyada bu çıkışıyla hit oldu, eleştiri yağmuruna tutuldu.
Ve ilginçtir;
Bu yapılan sıra dışı çıkışla, Özlem Zengin’in bu çıkışıyla, yeğeninin adı kurada değil de doğrudan bir atama olacakmış gibi de izlenim doğurdu sosyal medya yorumlarında.
Oysa;
Söz konusu genç yeğen Arif Dağhan’ın adı, Özlem Zengin tarafından telaffuz edilmese kim olduğu bilinmeyecekti.
Şimdi;
Bu genç hukukçu, üst düzey bir AK Parti yöneticisinin yeğeni olarak tanıtılınca, hem kimliği deşifre edilmiş oldu, hem de bugünlerde fazlasıyla tartışılan “yargının siyasallaşması” tartışmalarına yeni bir malzeme oldu.
Sosyal medyada hit olan Özlem Zengin’le ilgili onlarca yorumdan bir tanesi de şuydu:
“Tüm muhalefet toplansa, Özlem Zengin’in Erdoğan’a ve AK Parti’ye verdiği zararı veremez”
Açıkçası;
Böylesine hassas günlerden geçerken üst düzey bir AK Partili’nin herkesin gözü önünde ve kameralar açıkken, böylesine cesur bir çıkış yapması fazlasıyla şaşırtıcı.
Zaten;
Görüntülerden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da şaşırdığı gözleniyor bu sürpriz çıkıştan.
İşin bir başka tuhaf yanı da şu.
Daha geçenlerde;
Hakim ve Savcılık sınavında Türkiye 115.’si olan İstanbul Barosu’nu kayıtlı genç avukat Mert Akdoğan, bunca yeteneğine rağmen sözlü mülakatta elenmiş, sonrasında girdiği bunalım sonucu da intihar etmişti.
Bu da;
Yine sosyal medyada sözlü mülakatlarda torpil iddialarını gündeme getirmişti.
Şimdi;
Ortada mülakat mağdurları varken, kör parmağım gözüne misali, herkesin önünde böyle yakın bir akrabalık bağını duyurmak, AK Parti’ye de siyasi anlamda zarar vermiş olmuyor mu?
AK Parti’nin;
Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in ABD doğumlu oğlu da yakın bir zamanda torpil iddialarıyla gündeme gelmişti.
Medyaya yansıyanlara göre;
Türkiye’den mezun olur olmaz, Türk Hava Yolları’nın en gözde yerlerinden olan Miami merkezinde direkt olarak satış şefi olarak işe başlamış, sonra da Küba’nın başkenti Havana’da THY’nin ofis müdürlüğüne getirilen oğul, bir süre sonra da İtalya Bolonya’da THY’nin yöneticisi olmuştu.
Haliyle, genç yaşta THY gibi önemli bir kurumda böylesine hızlı bir kariyer, beraberinde sosyal medyada büyük yankı yaratmıştı.
Genel kanaat o ki;
Başta, iktidarda olan siyasetçilerin, topluma örnek olmaları bakımından her şeye çok dikkat etmeleri gerekiyor.