Pazar günü;

Yolçatı’da bilinmeyen bir nedenle başlayıp, 10 dakika içinde Uludağ Üniversitesi bünyesindeki 7500 dönümlük Bursa’nın akciğeri olan ormana sıçrayan yangının hasarı büyük oldu.

Bu yangında…

-        750 dönüm orman kül oldu.

-        131 dekar biçilmiş arazi yandı.

-        Arıcılık Araştırma Geliştirme Uygulama Merkezi’ndeki arılar telef oldu.

-        Ziraat Fakültesi ile Veteriner Fakültesi ve Atçılık Meslek Yüksekokulu zarar gördü.

-        Veteriner Fakültesi’nde 10 ton buğday yandı.

-        20 ton kuru yonca kül oldu.

-        30 ton saman yandı.

-        1 traktör kullanılamaz hale geldi.

-        Hayvan barınaklarında hasar meydana geldi.

-        Ziraat Fakültesi’nin 80 dekarlık buğday tarlası yandı.

-        Elma, armut, ayva, şeftali ve zeytin ağaçlarından oluşan 2000 ağaçlık alan büyük zarar gördü.

-        Ziraat Fakültesi’nin eğitim binasının çatısı yandı.

-        Atçılık Meslek Yüksekokulu’nun padok alanındaki korumalar zarar gördü.

-        1000 balya yonca yandı.

-        Orman içindeki kayıtlı olmayan çok sayıda yabani hayvan telef oldu.

Velhasılı zarar fazlasıyla büyük.

Ne var ki;
Bir de böylesine büyük bir dehşetin arka planı var.

O da;

Bursa’nın akciğerlerinden biri olan böylesine devasa bir alanın, olası büyük bir yangına karşı neden korunamadığına yönelik.

Bu da akıllara;

Üniversite yönetiminin, olası bir yangına karşı bir Eylem Planı’nın bulunmadığı sorusunu akıllara getiriyor.

Nitekim;

Bu yönde, Rektör Ferudun Yılmaz’a yönelik eleştiriler de yükselmeye başladı.

Bursa’nın;
Son dönemdeki en etkin ithal milletvekili olarak gördüğümüz MHP’nin geçmiş dönem Bursa milletvekili  Hidayet Vahapoğlu’nun bu yangın ve sonrasına yönelik eleştirileri vardı.

Rektör Yılmaz’ın;

Rektörlük binasının tahliyesine kadar yol açan yangınla ilgili olarak “Yapılacak, edilecek, telefi edeceğiz” tarzındaki sözleriyle hiçbir sorumluluk duymadığını söyleyen Vahapoğlu’nun sözleri dikkat çekici.

“Siz bunlar olurken neredeydiniz” diye soran Vahapoğlu, şunları da söyledi:

“Sizin, bu tehlikeleri öngörüp gerekli tedbirleri almanız gerekmiyor muydu?

Yanıp yok olanların, devlet-millet malı olarak sizin emanetinize verildiğinin farkında ve sorumluluğunda değil misiniz?”

Devamında da…
Rektör Ferudun Yılmaz’a hitaben;

“En azından üniversitenin her yerinde adam boyu uzamış kuru otların bir felakete sebep olabileceğini hiç mi düşünmediniz?

Telafi edeceğiz demek, sizin içinizi ne kadar rahatlatıyorsa, bizim içimizi o kadar acıtıyor”

Vahapoğlu’nun;

Böylesine büyük yangına karşı üzerini çizdiği bir not daha vardı.

O da;
Bu yangının, Rektör nezdinde bir soruşturmaya tabi tutulmasına dairdi.

Sözlerinde;

“Herhalde, gel bakalım buraya, bu ihmalin hesabını ver diyecek bir babayiğit Savcı çıkar da, bu millet de, devletinin hala hesap sorabildiğini anlayarak huzur bulur” diyen MHP’nin geçmiş dönem Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu, bu konuyu Bursa Valiliği’nin yanı sıra Adalet Bakanlığı’na da taşıdı.

Üniversite Rektörü Ferudun Yılmaz’ın, bu yangında önlem almadığı için ihmali olduğu düşüncesinde olan Vahapoğlu, bize de göre de çok önemli bir tespitte bulundu.

İşin tuhafı;
İktidar partisinin milletvekillerinden zaten beklenmiyor böyle bir şey ama Bursa’nın muhalefete mensup hali hazırdaki milletvekillerinden bu yangının sonrasına dair sessiz kalmaları fazlasıyla şaşırtıcı.

Bu nedenle;
Bursa Milletvekili olduğu dönemde, TBMM’de nokta atışı tespitleriyle halkın nabzını tutan MHP’li eski vekil Hidayet Vahapoğlu’nun, bu yangın dosyasının kapatılmaması ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Ferudun Yılmaz’ın, bu yangına dair bir hesap vermesi gerektiğine dair görüşüne biz de “kamusal sorumluluk” nedeniyle katılıyoruz.