Tarih;

2 Şubat 1938.

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden 8 ay önce.

Dönemin Bursa Belediyesi, Valilik’le birlikte Atatürk onuruna bir balo düzenliyor.

Ne var ki;

Atatürk, bu baloya gidemeyecek kadar hasta.

Ama;

Yaverine “Madem o kadar hazırlanmışlar, gidelim çocuk” diyor.

Hasta haliyle İstanbul’dan Bursa’ya geliyor akşamüzeri ve Çelik Palas Otel’deki odasına çıkıp dinleniyor.

Düzenlenen gece;
Bir balo olduğu için smokinlerini giyiyor ve Heykel’deki tarihi belediye binasına alkışlar arasında giriyor büyük önder.

Bir süre sonra;
Konuşmalar yapılıyor ardından da yemek servisi başlıyor.

Sonrasında ise gece boyu valsler yapılıyor Bursa’nın ileri gelenleri ve protokolce.

Saatler gece yarısına yaklaştığında…

Atatürk, protokol masasından kalkıyor ve Azerbaycanlı orkestra şefine “Zeybek” diye seslenip, çalan müziği kestiriyor.

Vals bir anda kesiliyor.

Kadınlı erkekli grup, belediye binasının salonunda geriye çekiliyor.

Aslında;

O sıralar Atatürk çok hasta ve yorgundur.

Değil Bursa’ya gelmeye, ayakta durmaya bile hali yoktur.

Kaldı ki zeybek oynayacak!

Ama kafasında, yine tarihe geçecek bir fikri vardır Ata’nın.

O;

Modern dünyanın dansı olan valsi Türk insanının da yaptığını göstermiştir ama yine kadınlarla da oynanabilen bir Türk kahramanlık dansı olan zeybek’i de aynı zamanda bir salon dansı olarak görüyordu.

Sonrasında ise;
O muhteşem zeybek müziğinin eşliğinde kahraman bir efe edasıyla salonun orta yerinde adeta dünyaya ve hastalığına meydan okuyordu Atatürk.

Onu izleyen doktoru endişeyle bakıyordu ama Atatürk ise çok neşeliydi.

Bugünün deyimiyle Bursa belediyesinde adeta şov yapıyordu o yorgun ve hasta vücuduyla.

Öyle güzel oynuyor, müziğe öyle güzel uyum sağlıyordu ki, bir süre sonra yanında beliren diğer zeybek oyuncularına adeta taş çıkarıyordu.

Anılara göre;

Atatürk  o gece yarım saat zeybek oynuyor.

Binayı yıkan alkışlar eşliğinde de sonra masasına dönüyor.

Hastalığını ve yorgunluğunu belli etmemek için oynadığı bu muhteşem oyun, o dönem kulaktan kulağa yayılıyor Bursa’dan tüm yurda.

İşte…

Büyük önder Atatürk son dansını, son zeybeğini Bursa’da tarihi belediye binasında oynuyor, ölümünden aylar önce.

Çarşamba akşamı;

Atatürk’ün zeybek oynadığı salonda, özel kıyafetleriyle zeybek oynayan genci izlerken, adeta bir zaman yolculuğuna çıktık ve 85 yıl öncesine gittik.

Bulunduğumuz salonda Atatürk, 85 yıl önce zeybek oynamış ki, kim bilir ne muhteşem geceydi.

İşte bizler de;

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın davetiyle, Çarşamba akşamı tarihi belediye binasındaydık.

Bu sene;

29 Ekim’de 100. yaşını kutlayacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Bursa kutlamaları için Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın açıklayacağı programı izleyecektik.

Binaya girdiğimizde;

Atatürk’ün sevdiği şarkıları seslendiren bir saz heyeti dikkatimizi çekti.

Değişik bir ambiyans vardı belediye binasında.

Bir taraftan kokteyl devam ederken, sohbetler de havada uçuşuyordu.

Saatler;

1923 yılını temsilen 19.23’e yaklaştığında ise çağrı üzerine tüm davetlilerle belediyenin üst katına, Ata’nın onuruna verilen dönemin balo salonuna çıktık.

Herkes yerini almış, salonun ortası boşaltılmıştı ki, o muhteşem müzik eşliğinde bir genç oyuncu, özel kıyafetleriyle zeybek oynamaya başladı.

Açıkçası çok etkileyiciydi tablo.

Sanki yıllar öncesine gitmiştik hepimiz.

Sonrasında ise;

Başkan Aktaş, Cumhuriyet’in 100. yılının 20 güne yayılan etkinlik ve kutlama programını açıkladı tek tek.

Dolu dolu bir program hazırlamış Başkan Aktaş ve ekibi.

Tam da Cumhuriyet’in 100. yılına özel şekilde.

Başkan Aktaş;

Konuşmasını ise, Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki şu çok anlamlı ve duygusal dizeleriyle bitirdi:

“Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda”

Hepimizin tek dileği de bu değil mi zaten?