Pazartesi akşamı hayli kalabalıktık.
Merinos’ta;
Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın konuğu olarak meslektaşlarımızla birlikteydik.
Malum;
10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanıyor.
Ya da anılıyor.
Başkan Aktaş da bizim mesleğin geçtiği bu zor ve çetrefilli süreçte bu günün önemine binaen bizlerle birlikte olmak istemiş.
Bu nedenle kalabalık bir gazeteci topluluğu olarak Merinos’taydık.
Fakat bir sorun vardı ortada, yemekler bitmiş olmasına karşın Başkan Aktaş yoktu!
Salona gecikme ile girdi Aktaş.
Fakat yüzü çok asık, morali de çok bozuk görünüyordu.
Yemeğini yemeden direkt olarak kürsüye çıktı.
“Arkadaşlar” dedi, “Aslında bu geceyi iptal edecektik ama sizler tatlı anlarımızın yanı sıra acılı anlarımızda da bizimlesiniz. O nedenle geceyi iptal etmedik ama revize ettik”
Aktaş’ın;
Söylemek istediği, aynı günün sabahında kaza geçirip yaşamını yitiren Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nın 4 personeliydi.
Geceye de o nedenle geç katılmıştı.
Şunu söyledi.
“Arkadaşlarıma talimat verdim, aramızdan ayrılan bu çalışma arkadaşlarımızın cenaze evinde çöp bile eksik olmayacak, ne gerekiyorsa yapın dedim. Acımız maalesef çok büyük, ateş düştüğü yeri yakıyor ama gerçekten çok üzgünüz”
Tabi;
Böyle bir acı olayın ve Başkan’ın da bu morali bozuk hali sonrası gecede ne icraatlar anlatılabildi ne de sorular sorulabildi.
Fakat;
Buluşmanın anlamı için Başkan Aktaş havayı yumuşatmayı denedi sonra.
“Zaman zaman” dedi “Katıldığım buluşmalarda bana ne olmak isterdiniz diye soruyorlar ama ben tam tersini ne yapmak istemediğim 3 işi söylüyorum”
Ardından da;
“Yapmak istemediğim bir iş sizin mesleğiniz gazetecilik” dedi.
Nedenini de şöyle açıkladı.
“Zor bir iş yapıyorsunuz. İyi yazsanız yalaka diyorlar, kötü yazsanız aykırı diyorlar. Ben açıkçası bu işin ortasını ayarlamayacağımı düşündüğüm için sizin mesleğinizi asla yapamam”
Peki;
Aktaş’ın başka yapmak istemediği diğer iki meslek neymiş?
Onu da anlattı.
“Mesela bir diğeri de” dedi “Akaryakıt istasyonu işletmecisi olmak istemezdim”
Çoğumuz, kafamızda “neden” diye düşünürken veya sebep bulmaya çalışırken cevabını yine Aktaş verdi.
“Çünkü” dedi “Çok düşük karlılıkla çalışıyorlar ve 7/24 saat hizmet zorunluluğu var. Zor iş doğrusu, bir arkadaşımdan biliyorum, bu işi de yapmak istemezdim”
Aktaş’ın söyledikleri giderek ilginçleşiyordu.
Sonrasında;
Yapmak istemediği 3. mesleği de söyledi.
“Avukatlık” dedi.
“Hep savunuyorsunuz, sürekli savunmadasınız çünkü. Ve sizinle çalışan herkesin haklı olduğunuzu düşünerek savunuyorsunuz onu. Doğrusu bunu da yapamazdım” dedi.
Tabi;
Aktaş’ın bu anlattıkları, günün sabahında 4 yaşamın sona ermesinin ardından gecede ortamı biraz olsun yumuşatmaya yönelik sözlerdi.
Buluşmada soru cevap da olmayınca, bu yılın 10 Ocak’ı böyle
geçmiş oldu.