Burtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi Diyetisyeni Minel Demirel polikistik over sendromunda alınacak takviyeler hakkında önemli bilgiler verdi.
“Polikistik over sendromu (PKOS), üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrinolojik bozukluk olup, tanı kriterlerine ve incelenen demografiye bağlı olarak %12-18’lik bir insidans oranına sahiptir.
PKOS, üreme (kısırlık ve gebelik komplikasyonları), metabolik (tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık riskinin ve yaygınlığının yüksek olması) ve psikolojik (anksiyete, depresyon ve yaşam kalitesinin kötüleşmesi) özellikleri ile karakterizedir.
PKOS, aşırı yeme isteği ile bağlantılıdır. Bu da vücutta yağ birikimini ve endokrin bozukluklarını yoğunlaştırabilmektedir. Ayrıca ağırlık artışına bağlı bozulan vücut imajı, kendini suçlamayı ve ilgili psikososyal kaygıları teşvik edebilmektedir. Bu faktörler doğrultusunda, uluslararası kanıta dayalı kılavuzlarda PKOS için önerilen tedavi stratejilerinden biri, ağırlık kazanımını önleyerek ve/veya orta düzeyde ağırlık kaybını sağlayarak ve koruyarak insülin direnci ve ilgili sağlık sonuçlarını iyileştirmeyi amaçlayan diyet, egzersiz ve/veya davranış yönetimini içeren yaşam tarzı değişikliğidir.
PKOS’lu bireylerde alınması gereken takviyelerin başında D vitamini gelmektedir. D vitamini, öncelikle güneş ışığından elde edilen bir steroid hormondur ve yağlı balık veya güçlendirilmiş süt ürünleri gibi diyet kaynaklarından sınırlı miktarda alınmaktadır. Kalsiyum metabolizması ve iskelet homeostazının korunması için kritik öneme sahiptir ve ayrıca önemli metabolik ve endokrin fonksiyonlara sahip olduğu varsayılmaktadır. Bir diğer değerli takviye inositoldür. İnositoller doğal olarak 5 stereoizomer olarak bulunmakta ve en bol bulunanları miyo-inositol (MI) ve D-chiro-inositoldür (DI). Yumurtalıkta MI, glikoz alımını ve folikül uyarıcı hormon (FSH) sinyallemesini düzenlemede rol oynarken, DI glikojen sentezini ve insülin kaynaklı androjen sentezini kontrol etmektedir.
Folik asit, B9 vitamini olarak da bilinmektedir ve memeliler tarafından sentezlenemediği için güçlendirilmiş gıdalardan ve takviyelerden elde edilen sentetik folat formudur. Folik asidin antioksidan, antikanser ve kardiyo- ve nöroprotektif özelliklere sahip olduğu öne sürülmektedir ve bu özellikler, bu kadınlarda artan sistemik oksidatif stres (ve artan kardiyovasküler risk) göz önüne alındığında PKOS’ta faydalı olabilmektedir. B grubu vitaminleri (özellikle B-12 vitamini) genellikle PKOS’lu kadınlarda eksiktir ve bu, PKOS’da insülin direncini tedavi etmek için yaygın olarak reçete edilen bir ilaç olan metforminin uzun süreli ve/veya yüksek dozda alımıyla ilişkilidir. PKOS’lu kadınların bağırsak mikrobiyomu, PKOS’lu olmayan kadınlara göre daha az çeşitlidir ve daha yüksek bağırsak geçirgenliğine sahiptir. Bağırsak mikrobiyal çeşitliliğindeki bu azalma, hiperandrojenizm ve sistemik inflamasyon seviyelerinin artmasıyla ilişkilendirilmektedir. Probiyotik takviyesi kullanmak bağırsak profilini iyileştirmede yardımcı olacaktır.
Takviyeleri doktorunuz ve diyetisyeninizle görüştükten sonra size uygun süre ve dozda kullanmak üzere temin etmelisiniz. Yazıdan geçen takviyeler tıbbı öneri değil, sadece sizlere fikir vermesi içindir.”