Herşey iyiye giderken,

en azından play-off görüp, Süper Lige yükselme hayalleri kurarken,

Ne oldu birdenbire de,

paraşütsüz inişe geçtik?

***

Konu neymiş?

Altyapıdan yetişen bir yildız futbolcu adayı,sözleşmesini uzatmamış,

transfer yönetmeliğinin belirlediği kurallara göre,sözleşmesinin bitimine kalan 6 aylık süre içinde,bir başka takıma transfer olmak için imza atmış.

Oyuncu açısından,

buraya kadar herşey kitabı ve kurallara uygun mu,uygun...

Kulüp yönetimi de misilleme yaparak,

eylemi gerçekleştiren oyuncuyu kadro dışı bırakma kararı almış.

Bu da kabul edilebilir bir davranış...

Ancak;

Bursaspor yönetiminin yaptığı açıklamada adı geçen oyuncuyu etik davranmadığı için kadro dışı bıraktık tezinin altı doldurulmalıydı.

Şunu söyleyebilirdiniz,

futbolcumuz kulübe olan aidiyet duygusundan maalesef nasibini almamıştır,

üstelik milli yakın kampındayken,

yangından mal kaçırır gibi,çevresindeki yakınlarının da yönlendirmesiyle,

ahlâkî olmayan bir eylemle imza atmış,kendisini yetiştiren

Bursaspor için kurmadığı "ailenin bir parçası olmak" ifadesini,henüz kapısından bile girmediği yeni kulübü için kullanmıştır.

Serbest kalma bedelini kendisinin belirlemesi kaydıyla sözleşme yenileme talebimizi de sürekli reddetmiştir.

Adı geçen oyuncunun yaşanan bu süreçten sonra,takımımıza katkısı olmayacağı düşünüldüğünden

kadro dışı bırakılmıştır,denilebililirdi.

***

İşin birde sosyal medya yansımalarına

baktığımızda,

TFF 1.Ligde ilk yarıda başarılı bir grafik çizen Bursaspor'da attığı gollerle alkışlanan aynı oyuncu,

Şimdi ise, hain,fırsatçı ve paragöz ilan ediliyor.

Bu kulübün,

10 yılda kasasını, +35 milyon liradan -600 milyon borca çıkaran yönetimlere yakıştırılmayan bu ithamin yakışıksız olduğunu duygusal düşünmeyen herkes kabul edecektir,görüşündeyim.

Altyapıdan yetişen oyuncular için,sözleşmesi sona ermiş olsa bile,

yetiştirme bedeli ödenmektedir.

Dolayısıyla miktar az bulunabilir ama,

hadi adını zikredelim,Ali Akman'ın kulübe para kazandırmadan gitmediği kesin...

***

Kadro dışı kalma uygulamasıyla, bu şekilde davranmaya kalkışacak altyapı oyuncularına gözdağı verilsin diyenler de olabilir.

Ancak,armaya/formaya aidiyet, baskıyla/korkuyla giydirilecek bir kıyafet değildir.

Altyapıya alınan çocuklara, kulübün misyonu/vizyonu/başarıları/efsaneleri/

kulüp değerleri anlatılarak/öğretilerek aidiyet duygusu güçlendirilir.

Doğaldir ki;

Bu çocuklar profesyonel olduklarına göre,gelecekteki yaşamlarını futbol üzerinden kazanmayı isteyeceklerdir.

Siz yönetim olarak,

bu oyunculara,

ligdeki diğer takımlardaki meslektaşları hatırı sayılır rakamlara oynarken,

paramiz yok,ayda 3-5 bin lirayla idare edin deyip,

aslanım/koçum motivasyonuyla uzun menzilli yol almak,

mümkün değildir.

Dinimizde de esas olan;

Hakedene alın teri soğumadan hakkını vermektir.