Başlığı görünce aklınızdan ilk geçenleri tahmin edebiliyorum. (Benim de aklımdan farklı şeyler geçmezdi)
‘Ne alaka... Yok artık!
Hatta 3. sayfa haberlerinin klişelerinden ‘Bu kadarına da pes!’
‘Oturmuş kendi reklamını yapacak’
‘Ya önüne gelen de köşe yazarı oldu’ (Köşesi ortası kalmadı bu işin bu arada ben de hem fikirim, böyle düşünenlerle...)
Size ve kendime inat tekrar yazıyorum.
‘İlker TÜRKER kimdir?’
Başlığa bakıp üstümden geçtiniz ama konunun gerçekten benimle uzaktan yakından bir ilgisi yok! (Yarın öbür gün bu dünyayla olan işimizi bitirdiğimizde belki benimle de ilgisi doğar konunun...)
Arkadaş ortamında ya da sosyal medyada dolaşırken,
‘Filanca ağabeyi kaybettik’
‘Ünlü Profesör bilmem kim hayata gözlerini yumdu.’
‘Sanat dünyasının acı kaybı’
‘Futbol dünyası yasta’
‘Tıp dünyasını yıkan ölüm’
Örneklerine bir çoğunuz rastlamış, şahit olmuş, ya da bir çok meslektaşım bu başlıkları onlarca kez haberlerinde kullanmıştır.
Ben de çok kullandım hala da kullanıyorum...
Tabi bu örneklerin çoğu belirli bir camiaya mal olmuş, ya da belirli çevrelerce tanınmış kişilerin yaşamını yitirdiğinde karşımıza çıkıyor.
Hatta sadece ölüm değil, dünya çapında gündem olmuş isimler için de belirli kalıplarda başlıklar atılıyor...
Şimdi gelelim ‘İlker Türker kimdir?’ başlığını neden kullandığıma...
Bir ölüm veya gündem olmuş bir isim için Google’da en çok aratılan başlık bu;
‘Filanca kimdir?’
Hatta öyle popüler ki, ölüm veya gündem olan isimlerle ilgili haberlerin sonunda mutlaka kendine yer bulur.
Çok aratıldığı için de bir çok haber sitesi bu başlığı kullanır haberlerinde...
Örneğin Aziz Sancar...
Prof. Dr. Aziz Sancar ismini bir çok kişi 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü kazandığında duydu (duyduk)...
Halbu ki 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’ne kabul edilen üç Türk’ten biridir Aziz Sancar.
Yani Nobel Ödülü’ne layık görüldüğü tarihten tam 10 yıl önce...
Aziz Sancar’ın yanı sıra bir çok sanatçının ismini ya öldüğünde ya da ulusal bir başarı kazandığında duyuyoruz. Onu da Google sayesinde...
Yazıyoruz arama çubuğuna ‘Aziz Sancar kimdir?’ diye bize her türlü bilgiyi getiriyor Google...
Sonra gelsin sosyal medya paylaşımları, story’ler, beğeniler, özlü sözler...
1 saat öncesine kadar adını bile duymadığımız bir ismi Twitter’da gündem (Trending Topic) yapıp, yıllardır tanıyormuş, takip ediyormuş, başarılarını alkışlıyormuş gibi paylaşım üstüne paylaşım yapıp, sahipleniyoruz...
Aslında iyi yönü de var... ‘Geç olsun güç olmasın...’
Bir şekilde tanıyoruz, tanımış oluyoruz.
Yine Aziz Sancar’dan örnek verecek olursak, şu an ortaokul çağındaki çocuklar bile Aziz Sancar ismini biliyor...
Peki Allah uzun ömür versin Aziz Sancar, Nobel’i almasaydı ve adını öldüğünde duysaydık...
İş işten geçtikten sonra!!!
İşte o yüzden bazı değerlerin isimlerini, eserlerini, Google’a ‘ Filanca Kimdir?’ diye yazmak için ölmesini ya da gündem olmasını beklememek gerekiyor...
Ben de ‘Filanca kimdir?’ demek yerine daha şık duruyor diye kendi adımı soyadımı yazımın başlığına alet ettim...
Konumuza uygun olduğunu düşündüğüm Fyodor Dostoyevski’nin o meşhur sözlerinden biriyle bitirelim yazıyı da;
İnsan, hayata iki anlam yükler:
Biri ağlarken, diğeri gülerken.
Ve tek bir kere kıymet bilir;
o da, elindekini kaybederken...