Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası 51'inci Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başlıkları:
Sendikamız 14 Ekim'de 65. kuruluş yıl dönümünü geride bıraktı. 264 üye şirket sendikamızın çatısı altında yer alıyor. MES 1 milyon kişiye istihdam sağlıyor. MES üyelerimiz burs programı ile de nitelikli insan kaynağına katkı sağlıyor. 50 bin bursiyere ulaşarak eğitime destek veren sendikamızı kutluyorum. İnsana yapılan yatırım bir ülkenin geleceğine yapılmış en büyük yatırımdır.
Tüm metal sanayicilerine ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. 22 yılda milli 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar aşmasında, satın alma gücüne göre dünyanın en büyük 11. ekonomisi olmamızda, ihracatımızın 36 milyar dolarda 261 milyar dolara yükselmesinde Türkiye ekonomisinin 22 yıldaki atılımlarında sizlerin katkısı yadsınamaz. Bu başarılara yenilerini eklemek için beraber çalışmaya devam edeceğiz.
'TÜRKİYE BÖLGESİNİN YÜKSELEN YILDIZI'
Küresel ekonominin son 5 yıldır içinde bulunduğu sancılı ve fırtınalı süreci sizler zaten biliyorsunuz. Koronavirüs salgını ve jeopolitik gerilimler tedarik zincirlerinde kırılmalara yol açtı. Enerji ve gıda fiyatlarında keskin artışlara sebep oldu. Küresel büyüme bu tür şoklara görece dayanıklı olsa da bazı bölgelerde büyüme oldukça zayıf bir performans gösterdi.
Bölgemizdeki krizlerin de bu belirsizlik iklimini derinleştirdiğini görüyoruz. Bölgesinin istikrar adası ve yükselen yıldızı olan Türkiye, etrafındaki ateş çemberine rağmen üretim kabiliyetleri, güçlü altyapısı, nitelikli insan kaynağı, küresel entegrasyonuyla adından daha fazla söz ettiriyor. 6 Şubat depremlerinin yol açtığı ilave 104 milyar dolarlık faturaya rağmen vatandaşlarımızın refahını kalıcı olarak artırma hedefi ile uyguladığımız ekonomi programımızın olumlu etkilerini görmeye başladık. Son 1,5 yıldır makro dengesizlikleri gidermek adına büyük bir mesafe kat ettik. Hamd olsun başarılı da olduk. Ağustos'ta 4,3 milyar dolar ile 5 yılın aylık en yüksek cari fazlasını verdik ve yıllık cari açığımız 11 milyar dolara geriledi. Böylece 2023 Mayıs ayına göre yıllık cari açıktaki düşüş 44 milyar doların üzerinde gerçekleşti. Rezervlerimiz artmaya devam ediyor. Merkez Bankası brüt rezervleri 156 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı.
MUHALEFETE TEPKİ
Türkiye'yi kalkındırma mücadelemizde 22 yıl boyunca pek çok engelle, çok çeşitli zorluklarla karşılaştık. Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, fabrika inşa ederken, sondajlarla petrol, doğalgaz ararken, yılların ihmallerini ortadan kaldırırken, muhalefetin ve belli çevrelerin neler yaptığını hepimiz hatırlıyoruz. Mega projelerimizin mahkeme yoluyla engellenmeye çalışılmasından, ülkemizin gurur kaynağı şirketlerimizin açıkça tehdit edilmesine, binlerce insanımıza iş kapısı olan müteşebbislerimizin yıpratılmasından, savunma sanayi alanındaki firmalarımızın itibar suikastlarına uğramasına, ülke ülke dolaşıp uluslararası yatırımcılara "Gelmeyin" çağrısı yapılmasına kadar akla gelebilecek her türlü sabotajla karşılaştık.
Bakınız, bu ülke yabancı yatırımcılara kendi ülkesini kötüleyen, kendi ekonomisini şikayet eden ana muhalefet partisi genel başkanları gördü. Bu ülke Meclis kürsüsünden iş dünyasına tehditler savuran siyasetçiler gördü. Bu ülke paralel örgütün uzantılarıyla işbirliği yapıp, Türkiye'ye ve Türk ekonomisine operasyon çeken muhalif aktörler gördü. Öyle trajikomik durumlarla karşılaştık ki "Millet yol mu yiyecek?" diyen vizyonsuzları mı ararsınız?
Gazi Mustafa Kemal'i bahane edip ülkemizin dünyada ilk üçe girdiği İHA ve SİHA'larına saldıranları mı ararsınız? Allah rahmet etsin. Özdemir Bey, bu işin aşkıyla yanıp tutuşan, kalp ameliyatı olduğu zaman kendisini hastanede ziyaret ettiğimde orada o hasta yatağında bile SİHA'ların son durumunu bana özellikle soracak kadar bu işin aşkıyla yanıp tutuşan bir sanayiciydi.
İktidara geldiğimizde "Savunma Sanayi projelerine dokunacağız." diyenleri mi ararsınız? Bu ülke bunları da gördü. Velhasıl iktidara muhalefet etmeyi, sermaye ve yatırım düşmanlığına dönüştüren zihniyetin her çeşidine şahit olduk. Tabii burada bir teselli olarak şunu da söylemek isterim. 21. yüzyıl Türkiye'sine asla yakışmayan bu arkaik zihniyetin 13 seçim yenilgisi sonrasında bizzat partileri tarafından Türk siyasetinden perte çıkarılmasını, ülkemizin kalkınmasına yolculuğu adına, Türkiye'nin aydınlık geleceği adına fevkalade önemli buluyoruz.