İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’daki hastanelerde bakımsızlıktan, yeterli hekim desteğini alamamaktan 10 bebek hayatını kaybetti. Bu ölümlerden sorumlu tutulan zanlıların telefon görüşmelerinde; ciğer filmleri, kan değerleri analizi ve tedavi yöntemi ile ilgili sayısız hatalı işlemden söz ediliyor. Ölümler ise hiçe sayılıyor. Bir bebekle ilgili ise diyaframda gelişimsel bir bozukluk olmadığından tedavi ile düzelebilecek bir akciğer sıkıntısından bahsedildiği ancak o tedavinin uygulanmadığı ortaya çıktı.
112 acil çağrı merkezinde, özel hastanelerdeki bazı doktorlar be hemşirelerle anlaşıp bir suç ağı oluşturan yenidoğan çetesinin bebekleri haksız kazanç sağlamak için yoğun bakımda beklettikleri ortaya çıktı.
“ÇOCUK DEFNEDİLDİ”
Çete üyeleri bir doğum uzmanı aileye bilgi verince ise korkuya kapılıyor. Soruşturmadan korkan zanlıların “Panik yapmayın” talimatı verdiği iddianamede yer alırken zanlılardan İlker Gönen’in “Dursun Abi bir göbek açamamış açamamış mahvetmiş. Mahvettikten sonra hemşireye vermiş. Aile Suriyeli, herhangi bir şeyleri yok. Adli tıp süreci başlatmadılar. Çocuk defnedildi.” dediği de ortaya çıktı.
Başka bir zanlı Fırat Sarı ise “Ben sana gerçeği söyleyeyim, o çocuk pnömotoraks. O çocuk diyafram hernisi değil. O çocuğa tüp takılsa yaşardı. Bir olay patlayacaktı ben biliyorum.” dediği belirtildi.
Mahkemenin iddianameyi inceleme süreci devam ederken örgüt liderlerinden Fırat Sarı’nın ifadesi ortaya çıktı.
Reyap Hastanesi çalışanı ve Medisense şirketinin sahibi örgüt lideri Doktor Fırat Sarı ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerin faydalanmak istemediğini söyleyerek “Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. Tıp Fakültesinde okuduğum zaman PKK örgüt üyeliğinden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yattım. Cezaevinden sonra okuluma tekrar dönerek okulumu bitirerek mezun oldum. Zorunlu hizmet süremi Bingöl Kığı İlçesinde 3 yıl yaptıktan sonra İstanbul ilinde farklı farklı hastanelerde çalıştım. Medisense Sağlık Hizmetlerini yaklaşık 7-8 yıl önce kurdum. Yüzde 100 hisseli sahibiyim. Geçimimi doktorluk mesleğimi yaparak kazanıyorum” dedi.
Fırat Sarı kendisi hakkında suçlamalar hakkında ise “Yeni doğan yoğun bakımında yetersiz sayıda hemşire çalıştırılması, bakımsızlıktan bebeklerin ex olması, dış nöbetçi hemşire görevlendirilmesi, hastanenin başka biriminde çalışırken yoğun bakımda görev alınıyor gibi liste düzenlenmesi olaylarının hiç biri doğru değildir. İddia edildiği gibi bakımsızlıktan ex olan bebek yoktur. Normalde yoğun bakımda 4 bebeğe 1 hemşire bakmalıdır. Tam zamanlı olarak bir doktor çalışmalıdır. Tam zamanlı doktorda benimdir. Her şey prosedüre uygundur” ifadelerini kullandı.
Fırat Sarı hesap hareketleri incelediğinde gelen paralar hakkında ise “Şirketim ve tarafımdan gönderilen paralar daha öncede açıkladığım gibi danışmanlık verdiğim hastanede çalışanlara gönderilen motivasyon amaçlı paralardır” dedi.
Sarı ifadesinde “Benim hastanelerde çalışan doktor, hemşire veya herhangi bir sağlık çalışanına talimat vermem söz konusu değildir. Ben hiç kimseye entübe olmayan bir bebeği entübe gibi gösterilmesini, 1. Düzeyde olan bir bebeği 2. veya 3. Düzeyde gösterilmesini, uygulanmayan tedavileri uygulandı gibi gösterilmesi gerektiğini, hastane muhasebeleri dahil kimseye söylemedim. Yine konuşma içeriklerinde çok sık geçen curosoft veya başka bir ilacın saklanması, hastaneden dışarı çıkarılması, dışarı satılması veya hastaya uygulandı gibi gösterilip uygulanmaması gibi bir talimat vermedim” şeklinde konuştu.