2024-2025 Eğitim Öğretim Yılının başlaması nedeniyle yaptığı açıklamada Başkan Jülide Akköprü,
Kapalı köy okulları ve taşımalı eğitim, eğitimdeki özelleştirme, fiziki altyapısı yetersiz okullar, kalabalık sınıflar , düşük maaşlar , yüksek servis ücretleri , kayıt parası adı altında dolaylı vergiler gibi yıllların biriktirdiği bu sorunlara çözüm için Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığının bir projesi olmadığını söyledi.
Sorunları görüp dile getiren DKÖ ve STK ların ise yaptırım gücü olmadığını belirtti.
Jülide Akköprü açıklamasına şu şekilde devam etti;
"Süregelen sorunları çözmek için adım atmayan hükümet yeni uygulamalar ile Eğitimi içinden çıkılması güç bir girdaba sürüklemektedir. Bu yıl uygulamaya konulan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” Irkçı , dinci ve akıl dışı ideolojik bir dayatmadır. Okulların öğretim misyonunu daraltan, eğitimi de ortaçağ zihniyetine indirgeyen bu uygulamaya topyekün karşı çıkış zorunludur.
Ders süresi 30 dakikaya indirilebilecek
Kapatılıp kendi kaderlerine terk edilen köy okullarının oradan oraya savrulan “taşımalı eğitim kurbanı” öğrencilerimizin; okul ve derslik yetersizliğinden ikili eğitim yapılan okullarda sabah çok erken başlayıp akşam çok geç biten derslerden dolayı yaşadıkları sorunların çözümü için okul ve derslik yapmaktan kaçınan Bakanlık yeni bir uygulamanın önünü açmıştır. Okul idarelerinin talebi, Kaymakamlıkların önerisi ve Valiliğin oluru ile ikili eğitim yapan okullarda ders süresi 30 dakikaya indirilebilecek.
İŞKUR programını değiştirdi!
"İkili eğitimden kaynaklanan sorunu çözmek için okul ve derslik sayısını arttırmak yerine ders sürelerini kısaltmayı öneren anlayışın; “Okullar olmasa Milli Eğitimi yönetmek çok kolay olurdu” diye zihinlere kazınan yetersiz ve sorumsuz yöneticilik anlayışından bir farkı olmadığı açıkça ortadadır. Okulların yardımcı personel ihtiyacını gidermek için atama yapmak yerine İŞKUR üzerinden “kıst” sözleşmeyle tasarruf sağlayan bakanlık şimdi de İŞKUR programını değiştirdi. Yeni uygulamayla işçiler daha az ücretle daha az çalıştırılacak. Böylelikle okullarımızın temizliği yine büyük ölçüde öğrencilere ve velilerine kalacak. ÇEDES adı altında, İnsanı insan yapan evrensel değerler göz ardı edilerek eğitim kurumları adeta Diyanet İşleri Başkanlığının uzantısı haline getirilmek istenmektedir.