Türkiye'de son dönemde görülen en büyük sağlık skandalı olarak nitelendirilen "yenidoğan çetesi" ile ilgili dava devam ederken, soruşturmanın kilit sanıklarından firari Ali Dirik'in İstanbul'da olduğu bilgisine ulaşıldı.

İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan ve kamuoyunda 'Yenidoğan Çetesi' olarak bilinen soruşturma kapsamında, son duruşmada hakkında tutuklama kararı verilen Esenler Güney Hastanesi'nin Mesul Müdürü Ali Dirik, polis ekipleri tarafından Fatih'te yakalandı. Gözaltına alınan Dirik, Büyükçekmece Adliyesi'ne götürüldü.

Yenidoğan Çetesi davasında yargılanan Ali Dirik, 28 Kasım'da görülen duruşmada tutuksuz sanık sıfatıyla yaptığı savunmasında, "Güney Hastanesinde çalışıyorum. Medisense şirketini daha önce hiç duymadım. Fırat Sarı'yı da tanımam. Hemşire bulma konusunda sıkıntı çekiyoruz. Fırat Sarı'ya bir doktor aracılığıyla ulaşıldı. Danışmanlık adından hizmet alındı.

Baktım ilaç kutuları var. Hemşireleri çağırdım. Hemşirelere 'Bu ilaçları uyguladınız mı' dedim. 'Hayır' dediler. Kullanmadıklarından emin oldum. Fırat Sarı'yı aradım, 'Bunlar SGK'ya fatura edilmiyor' dedim. Yolsuzluk orada başladı. Dosyaları incelemeye başladım, eksiklik vardı. Fırat Sarı'ya eksik dosyaları getirmesini söyledim. Birazını getirdi. İlaçları tarif etmesini söyledim. Tarif edemedi.

Hastaneye geldi, tartıştık. Bana 'Savcı tanıdığım var' dedi. Bende artık danışmanlık hizmeti almamaya karar verdim. Ben onların hemşirelerini çıkardım. Yenidoğan yoğun bakımını yeniden düzenlemem gerekti. Damla Atak'ı sorumlu yaptım. Gündüz Doktor Oktay Bey vardı. Şeyhmus Bey'in ayrılması için ihbar süresi vardı. Şeyhmus Bey'in istifasının olduğu gün başka bir doktorun girişini yaptım" şeklinde savunma yapmıştı.

Devam eden yargılamada 5 Aralık'ta ara karar veren mahkeme heyeti, Ali Dirik ile birlikte 6 kişinin daha tutuklanmasına karar vermişti.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.

İddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.

Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.

Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.

Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede belirtiliyor.

CEZA İSTEMLERİ

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.

İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.

Uçak kazasını araştırmak için 8 kişilik heyet Bakü’ye gidiyor Uçak kazasını araştırmak için 8 kişilik heyet Bakü’ye gidiyor

Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.

Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.

Editör: Zehra Ceviziş