Karahan, yaptığı açıklamada, “Onlarca yıldır emperyalist Batı’nın desteği ve işbirliği ile Filistin’de işgal ve soykırım yapan Siyonist İsrail, son bir yıldır tüm dünyanın gözü önünde yakın tarihin en büyük katliamlarına imza atmaktadır.
Okulları, hastaneleri, camileri bombalayan bu gözü dönmüş teröristler yaşlı, çocuk, kadın demeden mazlumların üzerine ölüm yağdırmaktadır.
Bu süreçte tüm savaş suçlarını işleyen, uluslararası tüm hukuk kurallarını yok sayan Siyonizm’e karşı maalesef ki somut adımlar atılmamıştır.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin açtığı ve Uluslararası Adalet Divanı’nın kabul ettiği soykırım davasına rağmen katil Netanyahu Birleşmiş Milletler toplantısında konuşabilmektedir.
Batı’nın bu ikiyüzlü politikalarına yabancı değiliz. Fakat bölgemizdeki işbirlikçileri kabullenmemiz mümkün değildir. Bizler daha ilk günden itibaren tüm bölge ülkelerine hedefin sadece Filistin olmadığını söyledik.
Arz-ı mev’ûd masalları ile tüm bölgeyi kan gölüne çevirmek isteyen Siyonizm için bu bölgede müttefik yoktur, sırasını bekleyen kurban vardır.
Yemen’i, Suriye’yi, İran’ı ve Gazze’yi bombalayan Siyonist teröristler son günlerde Lübnan’da da vahşete başlamıştır. Sırada Mısır’ın, Irak’ın, Türkiye’nin, Ürdün’ün ve daha nice İslam ülkesinin olmadığını kim söyleyebilir?
Çizilen sözde haritalarla gözümüze sokulan bu kanlı plana karşı çıkmak için daha ne beklenmektedir?
Libya’da susan, Irak’ta susan, Afganistan’da susan, Yemen’de susan liderler ateş çemberinin gittikçe genişlediğini ve sıradaki işgalin kendi topraklarına karşı yapılacağını ne zaman idrak edecektir?
Ne siyonizm ne de emperyalizm için bahaneler bitmeyecektir. Irak’ı, nükleer silahları bahane ederek işgal eden, mazlum kardeşlerimizi katleden ABD, yıllar sonra Irak’ta nükleer tesis olmadığını söylemişti. Bugün de farklı bahanelerle tüm bölgemiz ölüm adasına çevrilmektedir.
İran, bölgemizde “İslam Ülkesi” olarak nitelendirilen hiçbir ülkenin yapamadığını yaptı: İsrail’e bir gecede yüzlerce füze attı, Nevatim Hava üssü başta olmak üzere birçok kritik askeri bölgeyi vurdu, Siyonistlerin aslında “kağıttan kaplan” olduğunu 7 Ekim’den sonra bir daha gösterdiler.
İşgal devletinde yaşayan 7 milyon nüfusun 6 milyonu sığınaklara indi. Yerleşimci adı altında hukuki statü elde etmeyen işgalcilerin yüreklerine korku salındı.
Kim yaptı bu kıyamı? İran İslam Cumhuriyeti. Müslümanlardan başka kimseyi vurmuyor dedikleri İran.
Ses kimden çıktı? Ülkemizde yerli işbirlikçilerden, iktidarın satılık kalemlerinden, kendini Sünni olarak lanse edip ümmetin içine nifak sokmaya çalışan sahte Müslümanlardan çıktı.
Allah aşkına soruyoruz: Tek bir füze atabildiniz mi İsrail’e?
İsrail tarafından şehit edilen tek bir devlet görevlimiz var mı?
İsrail tarafından şehit edilen tek bir askerimiz var mı?
İsrail’e karşı tek bir yürekli ses çıkartabildik mi?
Biz ses çıkartın, uluslararası camiayı harekete geçirin, güç gösterin dedikçe… Sizler; doğalgaz yolladınız, petrol akıttınız, ticaret yaptınız, gizli ilişkiler kurdunuz…
Bu meseleler hepimize ayan beyan ortada olan bir gerçekliği bir kez daha gösterdi: Mesele, Şii-Sünni meselesi değil.
Hizbullah komutanları bu yolda canını verirken Sisi, İsrail’in katliamlarına ortaklık etti.
Utansın… İran’ın füzelerine yalan diyen, Nasrallah’ın şehadetine rağmen ona saldıran kalbi kararmış, Dili bizden – Gönlü onlardan olan (!) işbirlikçiler utansın.
Milli Görüş olarak 55 yıldır kanla beslenen ittifaklarla, vahşi emperyalizmle ve Siyonizm ile mücadele ederek bugünlere geldik.
Necmettin Erbakan Hocamızın önderliğinde kardeşlerimize ve ülkemize yöneltilen her eli kırıp atmanın onurlu kavgasını verdik. Afganistan’da, Myanmar’da, Pakistan’da, Gazze’de, Bangladeş’te ve daha nice İslam ülkesinde mazlumların imdadına yetiştik; vahşete, kaosa ve işgale karşı durduk. Biz Kıbrıs’ta ne yaptıysak diğer İslam ülkeleri için de aynı şeyi talep ettik.
Bunun için mücadelemizden hiç vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz.
Akif’in deyimi ile bu uğurda “Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz.”
Siyonizm’in yaptığı bu işgale karşı aylardır Filistin yanlısı politikalar üretilmesi gerektiğini dile getirdik. “İsrail’le ticaret Filistin’e ihanet” demekten asla geri adım atmadık.
Kocaeli Milletvekilimiz Hasan Bitmez, bu gerçeği haykırırken verdi son nefesini.
Fakat ne yazık ki iktidar iç politikaya yönelik göz boyamak için yapılan içi boş eylemlerden başka hiçbir şey yapmamıştır.
İsrail ordusunun kullandığı silahların ham maddesi bizim topraklarımızdan gitti. Teröristlerin kumanyası bizim ülkemizden gitti.
Jet yakıtları bizim ülkemizden gitti. Fakat iktidar bunca soykırım ve zulme rağmen hâlâ vanaları kapatmamıştır.
İsrail’e yapılan bu kanlı ticaret devam ederken Vicdan Gemisi’nin kardeşlerimize ulaşmasına dahi izin verilmedi.
Vicdan Gemisi hâlâ demirlenmiş bekliyor. Demirlenen, esir edilen bu gemi bizim kardeşliğimiz, birliğimiz ve cesaretimizdir.
Demir vurulan sadece gemi değildir bunu herkes bilmelidir. Buradan bir kez daha uyarıyoruz, geminin kardeşlerimize ulaşmasına izin verin ve bu vebale ortak olmayın.
Türkiye vatandaşı olmasına rağmen Siyonist teröristlere katılan canilerin vatandaşlığını düşürün ve mal varlıklarını dondurun. Ülkemiz topraklarında bulunan ve Siyonizm’e istihbarat sağlayan İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere tüm üsleri kapatın.
İslâm dünyasına liderlik ederek somut adımlar atın ve Filistin’in işgal edilmesine karşı durun. Sizler gerçekte yapmadığınız icraatları yapay zekâya yaptırarak sorumluluktan kaçamazsınız. Kınayarak, izleyerek ve gözünüzü kapatarak işgali durduramazsınız. “Boykot yapın” dedikten sonra ticarete devam ederek Siyonizm’in çarklarını kıramazsınız.
Sizlerden artık cesur, samimi ve somut adımlar bekliyoruz.
Buradan aziz milletimizin tüm fertlerine sesleniyoruz; Vicdanın sesini duyun Ve harekete geçin.
Çünkü Filistin bizim vicdanımızdır, onurumuzdur, insanlık davamızdır. Filistin Hasan Bitmez’in, Ayşenur Ezgi Eygi’nin, Rachel Corrie’nin, İsmail Haniye’nin ve sayısız yetim, mazlum ve şehidin bizlere emanetidir.
Filistin insanlığın, umudun ve vicdanın kalesidir. Biz Allah’ın izniyle bu kalenin burçlarına zafer bayraklarını asacağız. “Nehirden denize özgür Filistin” hakikatinden asla vazgeçmeyeceğiz.
Biliyoruz ki zafer inananlarındır, mazlumlarındır ve insanlıktan yana olanlarındır.
Emperyalizm ve Siyonizm’e geçit vermeyeceğiz. Bölgemizi kaosa, savaşa ve gözyaşına teslim etmeyeceğiz.
Biz mezarlardan yükselen baharlarla ve kardan gelen aydınlıklarla Filistin’e sahip çıkacak, Siyonizm’in hiç yıkamadığı bir duvar olacağız. Bu davaya inananlarla yazılacak bu zafer.
Buradan insani değerlere ve bir vicdanı olan herkese sesleniyoruz, Vicdanın sesini duyun ve harekete geçin göreceksiniz ki zafer bizlerin olacaktır. Hepinize şükran duygularımı sunuyor, gösterdiğimiz hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum” dedi.