İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Dervişoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle;
Kontrolsüzce sınırları açtılar. Ekonomik sorunlarımıza türlü bahaneler üretiyorlar. Bu kaçaklar ordusu vergisiz ve denetimsiz mal satarken Türk esnafının vergi yüküyle, denetimle boğuşarak batması da bundandır.
"BUNLARIN TEK SORUMLUSU ERDOĞAN"
Bütün bunların tek sorumlusu vardır. O da Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu endişeleri, kaygıları, zihinlerden atmak da bizim boynumuzun borcudur.
Milli güvenliğimizi ilgilendiren bu kadar önemli konularda TBMM'yi bilgilendirme ihtiyacı dahi duymuyorlar. Ne kadar kirli pazarlıklar içine girdiklerini bildiklerinden gerçekleri saklamaya çalışıyorlar.
"MERKEL'İN ANILARINDAN BİZ UTANDIK, ONLAR UTANMIYOR"
Günün birinde Angela Merkel anılarını yazınca onlar değil bizler Türk vatandaşları utanıyor. Alman Başbakanı Scholz'la sığınmacılar için yaptıkları anlaşmadan biz utandık, bu ülkeyi yönettiğini zannedenler utanmıyorlar. 3 milyar Euro ile milli güvenlik sorunu ihraç etmişler.
"3 MİLYAR EURO İLE MİLLİ GÜVENLİK SORUNU İHRAÇ ETMİŞLER"
3 milyar Euro ile milli güvenlik sorunu ihraç etmişler. Dünya bunu konuşuyor ama iktidardan çıt çıkmıyor. Ey Tayyip Erdoğan, bu milleti elalemin diline düşürmeye sen utanmıyor musun?
Normal şartlarda normal bir ülkede açık ya da gizli bu tür anlaşmalarda imzası olanlar ihanetle suçlanır. Ama sen oralı bile değilsin. Kendini bir kez daha seçtirmek için senaryolar yazdırmakla uğraşıyorsun.
Aklınca muhalefeti tanzim ediyor, lafa gelince herkese millilik ve müslümanlık taslıyorsun. Karşımızda Türk vatanını ve nüfusunu kelle başı 500 Euro'ya satan gözü dönmüşlük var.
"TÜRK İNSANI KENDİ VATANI DIŞINDA ARTIK HİÇ KİMSE İÇİN ÖLMEYECEKTİR"
Devletine ve milletine bağlı olan herkesi teyakkuza davet ediyorum. Suriye meselesinde, mesele edeceğimiz üç başlık bellidir; sınır güvenliğimiz, bir terör devleti kurulmasını engellemek ve Türkmen kardeşlerimizin güvenliği. Halep kalesine asılan şanlı bayrağımız duygularımıza dokunsa da, oynanan oyunu ve aktörlerini görmemize engel değildir.
Türk insanı, kendi vatanı ve milleti dışında artık hiç kimse için ölmeyecektir!
"O İPİ NİŞAN YÜZÜĞÜNE TAKMAYA CESARET EDİYORLAR"
İktidarın İmralı'daki ortağı Apo denen adam, 1998 yılında Rahmetli Demirel'in dirayeti ve ordumuzun kararlılığıyla Suriye'den çıkarıldı. Balgat'taki muhteremin anlamını unuttuğu ip, o günlerde o caniyi asmak içindi. Bugün o ipi, nişan yüzüğüne takmaya cüret ediyorlar.
"SURİYE BİR TERÖR ÖRGÜTÜ PAZARIDIR"
Bugün Suriye, bir terör örgütü pazarıdır. Parayı bastıran, silahı veren, o örgütleri kendi lehine kullanıyor. İstihbarat örgütleri cirit atıyor. Uyuşturucu, silah ve insan ticareti bu örgütlerin can damarıdır.
İKTİDARA SURİYE UYARISI
Halep kalesinde Türk bayrağı görmek güzel. Ama yarın, nereye kimin bayrağını asacaklarını, onlara kim para verirse o söyleyecek. Onların yularını kim tutuyorsa onlar söyleyecek. O yüzden, iktidarı bir kez daha uyarıyorum; Suriye'deki gelişmelerin, milli güvenliğimizi ilgilendiren taraflarıyla meşgul olun. Bu süreç, Misak-ı Milli gibi bir kutsalımız üzerinden sömürebileceğiniz bir süreç değildir.
"BUGÜN SURİYE'Yİ KARIŞTIRAN EL YARIN TÜRKİYE'YE UZANACAK"
Bu örgütlerin hemen hepsi birbiriyle bir şekilde kavgalıdır. Ve maalesef her birinin ülkemizde sempatizanları, taraftarları ve aktif mensupları bulunmaktadır. Belli ki, bugün Suriye'yi karıştıran el, yarın Türkiye'ye uzanacaktır. Bunu önlemenin yolu, gerçekçi olmaktır, maceradan uzak durmaktır. Unutmayın ki; Yandaş televizyon kanalına dizi senaryosu yazmıyorsunuz, Türk devletini yönetiyorsunuz, kendinize gelin!
"ERDOĞAN HENÜZ AÇIKÇA CESARET EDEMEDİ"
Üstelik bu konudaki en saçma adımları ve en saçma sözleri de, milliyetçiliği temsil ettiğini iddia edenlere sarf ettirdiler. Ortağı pek cesur davranıyor ama, Sayın Erdoğan henüz açıkça cesaret edemedi.
"BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ"
İmralı'daki caniyi Gazi Meclise davet edecek kadar şuursuz çağrılar yapıyorlar ama Cumhurbaşkanı'ndan, ortağına güzellemeler dışında tek kelime duymadık. İlk günden itibaren ilan ettim, Büyük Türk milleti adına bu işin peşini bırakmayacağız.
Meclis'e davetin altında, teröristbaşını serbest bırakmanın hesapları yattığını ısrarla söyledim. İşin rengi yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bu kirli hesapların borazanları yine ekranları doldurmaya başladı. Abdullah Öcalan denilen caninin, kısa bir süre sonra serbest bırakılacağını, Yaşayacağı evin bile hazırlandığını söyleyen şuursuzlar ortalığı sardı.
Erdoğan sebep fakirlik sonuçtur. Boy boy renk renk yalanların artık hiç kimseye faydası yok. Yalanların ömrü vatandaş markete, pazara gidene kadardır.
Zenginlik yüzde 10'luk kesime akıyor. Akıl dağlara kaçmış fikir ne yapsın?
"CESEDİMİZİ ÇİĞNEMEDEN O CANİYİ MECLİS'E SOKAMAZSINIZ"
Ne Abdullah Öcalan'ın tahliyesine ne de FETÖ'cülerin yeniden cirit atmasına sizin verecek değiliz. O caniyi bu Meclis'in kapısından cesetlerimizi çiğnemeden sokamazsınız. Burada başka bir hesap var. Bunlar İmralı'daki cani için çıkaracakları affın anayasamızdaki eşitlik ilkesinden dolayı bütün teröristleri, zehir tüccarlarımızı, katilleri, çeteleri, Sinan Ateş'in katillerini ve azmettiricilerini kapsayacak şekilde genişleyeceğini bilmiyor olamazlar. Biliyorlarsa nasıl böyle bir işe zemin hazırlıyorlar.
Erdoğan ve partisi fabrika ayarlarına dönüyor.