İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu adına Şube Konferans Salonu’nda basın açıklaması gerçekleştiren İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, kentin gelişimi noktasında Odanın ilgi ve uzmanlık alanına giren konularda, bilimsel ve teknik bir bakış açısıyla basın kuruluşlarını ve kamuoyunu bilgilendirmek için çalıştıklarını belirtti.

Kentin hafızası, vicdanı ve sesi olarak sık sık basın ile bir araya geleceklerini söyleyen Erdem, “Bursa için bir planlamadan bahsederken, kent sorunlarının da bir plan dahilinde ele alınmasının kaçınılmaz bir gerçeklilik olduğunu söylüyoruz. Bu gerekçe ile amacımız Odamızın misyon ve vizyonuna uygun olarak kent sorunlarını lokal, anlık gündemlerle değil, bir plan dahilinde, Bursa’mızın meslek disiplinimizi ilgilendiren konularında sorunlarına bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşarak, hepsini bir bütün olarak, önce tespit ve teşhis etmek, daha sonra çözüm metodolojisini ve yol haritasını sizler vasıtasıyla kamuoyu ile paylaşmaktır. Hatırlarsınız daha önce İMO Bursa Şube çatısı altında oluşturduğumuz komite ve bilim kurullarımızı sizlerle tanıştırmak amacıyla, üniversitelerimizdeki çok değerli akademisyenleri ve alanında uzman olan yaklaşık 200 çok değerli meslektaşımızdan oluşan dev bir kadro ile karşınıza çıkmıştık. Elbette bu değerli kadroların yaratacağı bir farkındalık olmalıydı. Üstüne basarak söylemeliyim ki İMO Bursa Yönetim Kurulumuz ve bu dev kadromuzun önceliği sadece Bursa’dır. Bu vizyon ile 2050 planlı Bursa hedefini önceleyerek, tüm kadrolarımızla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz” dedi.

Her ay düzenli olarak basın mensuplarının karşına çıkacaklarını ve Oda bünyesinde oluşturulan bilim kurulları tarafından, kentteki meslek disiplini ilgilendiren konularda hazırlanmakta olan çalışma raporlarını paylaşacaklarına dikkat çeken Erdem, şunları söyledi: “Böylelikle hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de ilgili kurumların Bursa’nın menfaatlerini önceleyecekleri eylem planlarını hazırlamalarına katkı sağlamak ve sonuç olarak da Bursa’mızı gelecek nesillere yüz akıyla teslim edebilmeyi hedefliyoruz. Biz İMO olarak Bursa’nın dar bir çevre tarafından dizayn edilmesine karşıyız ve tüm gücümüzle karşı durmaya devam edeceğiz. Bursa’yı Bursalıların yaşayacağı bir kent haline getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bugünkü toplantımızı sizlere bundan sonra gerçekleştireceğimiz toplantılar hakkında ipuçları vermek, oda olarak vizyonumuzu paylaşmak, Yapacağımız bu çalışmalar ile tespit edilen sorunların telafi edilemez boyutlarıyla önceden yüzleşmek, gerekli uyarılarda bulunmak, hep birlikte yol haritasını oluşturmak, planlamanın önemine dikkat çekilmesini sağlamak için toplanmış bulunuyoruz. Bursa’nın sorunları denince neredeyse hepimizin aklına benzer başlıklar geliyor. İMO olarak temel yaklaşımımız en acil ve en önemliden başlayarak tespit etmek, nedenleri ve çözüm önerilerini oluşturmak ve uygulandığının takipçisi olmaktır.”

‘Mesleğimiz ve Odamız penceresinden önceliklerimizi biz şu şekilde sıralıyoruz’ diyen Şube Yönetim Kurul Başkanı Serdar Atilla Erdem’in açıklaması şöyle:

1- Afetlere Hazırlık ve Afet Eylem Planı

2- Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi

3- Kaçak Yapılaşma

4- Ulaşım ve Alt Yapı

5- Su Kaynaklarının Korunması ve Yönetimi

6- Doğal, Tarihi ve Kültürel Mirasın Korunması

7- Kent Anayasası, Misyon ve Vizyon

 

1-AFETLERE HAZIRLIK VE AFET EYLEM PLANI

Tedbirini afetten önce al, maddi ve manevi hasarı en aza indir.

Bursa’mız, altında aktif fay hatları barındıran, birinci derece riskli kentlerin başında gelmektedir. Yıkıcı bir deprem ile karşı karşıya kalmamız an meselesidir. Sorun ise bu anın ne zaman olacağını tam olarak hesaplayamamızdır.  6 Şubat depremlerinin acıları halen sıcak, halen içimizi yakmaktadır. Peki geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkarmamakta ısrarcı olacak mıyız? Aklımızı kullanmaktan bizi alıkoyan şey ne olabilir ki? Bilimin ve teknolojinin sunduğu imkanlardan neden faydalanmayalım?

Şunu herkes iyi bilsin ki depremler olacak, seller yaşanacak, kuraklık olacak, karlar altında kalacağız, aşırı sıcaklar ve aşırı soğuklar yaşanacak, tıpkı filmlerde gördüğümüz fırtınalara, kasırgalara şahit olacağız. Dere yataklarını ıslah etmek, dere yataklarında bulunan yapıları tasviye etmeye başlamak için her geçen gün, geç kaldığımız bir gün daha demektir.

Bursa’yı hem alt hem de üst yapı olarak afetlere hazır hale getirmek zaman alacak, çok büyük bütçeler gerektiren ve yoğun işgücü isteyen bir süreçtir. Bir günde, bir yılda hazırlanmak mümkün değildir. Bu nedenle hazırlıklara geç kalmadan hemen bugün başlamalı ve büyük bir afet ile karşı karşıya kalmadan harekete geçmeliyiz.

Yaşanan tüm felaketler bize gösteriyor ki sonrasında karşımıza çıkan maddi ve manevi bedeller öncesinde alacağımız önlemlerden kat be kat fazladır. O zaman afetlere karşı, afetler gerçekleşmeden ülke olarak önlem almak mecburiyetindeyiz.

2-KENTSEL DÖNÜŞÜM STRATEJİ BELGESİ

Bursa huzurlu, yaşanabilir, dirençli ve ruhunu geri kazanmış olarak acilen dönüşmelidir.

Uzun yıllardır konuştuğumuz bir diğer sorunumuz ise kuşkusuz kentsel dönüşümdür.

Maalesef Bursa’da ilk düğmeyi yanlış ilikleyerek planlama yapmadan, dönüşüme ihtiyaç olan bölgelerden değil, rantı bol olan bölgelerden başladık. Elimizdeki veriler net olmamakla beraber ülkemizde dönüşmesi gereken yaklaşık 7 milyon konuttan bahsedebiliriz. Bursa’mız için ise riskli yapı stoğumuzun yaklaşık yüzde 65 seviyelerinde olduğu öngörülmektedir.

İşte biz diyoruz ki artık planlamanın en önemli ayağı olan gerçek veri değerlerine ulaşmak, sağlıklı dönüşüm için en önemli konudur. Bu çerçevede ısrarla talebimiz Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında yapılacak bir protokolle tüm şehrimizin yapı stoğu envanterini net bir şekilde ortaya koymaktır. Bu veriler doğrultusunda kentsel dönüşüm yol haritamızı ortaya çıkarmış olup kent anayasası için önemli bir bilimsel veriyi belirlemiş olacağız.

Diyoruz ki öncelikle kentsel dönüşüm strateji belgesi ivedilikle hazırlanmalı, kentsel dönüşümün parsel değil bütüncül bir yaklaşımla mahalle bazlı, kriterleri şeffaf, ortak akılla, tüm şehir genelinde aynı olacak şekilde belirlenerek planlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir.

3- KAÇAK YAPILAŞMA

Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar, içinde yaşayan her bir vatandaşımız için ayrı birer tabut demektir.

Öncelikle ve üzülerek belirtmek isterim ki Bursa’da kaçak inşaat kültürü oluşmuştur. Kaçak inşaat yapmanın dayanılmaz cazibesi maalesef vatandaşlarımızı yanlış uygulamalara sevk etmektedir.

Hepinizin malumu üzerine çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir. Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar yapanın yanına kâr kalmıştır. Günümüzde ve Bursa özelinde konutların yanında ayrıca kaçak sanayileşme sorunu da vardır. Bunların yanı sıra bir de insanların deprem korkuları istismar edilerek ya da doğayla buluşma tutkuları bahane edilerek turizm adı altında yeni bir kaçak yapılaşma modeli ortaya çıkmıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Bursa’mızda hukuksuz kaçak konut ruhsatlarımız ve kaçak imar afları ile uğraşıyoruz.

Bursa’da koca bir ilçe ayaklandı, “Kirli havada solumak istemiyoruz” Bursa’da koca bir ilçe ayaklandı, “Kirli havada solumak istemiyoruz”

Plansız sanayileşme ve imar uygulamaları sonucunda ve üzerine bir de artan plansız nüfusla beraber Bursa her geçen gün yaşanamaz bir şehir olma yolunda ilerlemektedir. Belediyelerimizin kaçak yapılaşmayla mücadelesindeki engellerin sebepleri mutlaka sorgulanarak acil çözümler üretilmesi gerekmektedir.

Bu sebeple diyoruz ki artık Bursa hukuksuzluğu kaldırmamakta ve acilen hukuka uygun planlamalara ve projelere dönerek hukuksuzluğa dur demelidir.

4- ULAŞIM VE ALT YAPI

Zaman ve huzur çağımızın en önemli ihtiyacıdır. O zaman ulaşım ve trafik doğru planlanmalıdır.

Önümüzdeki dönem toplantılarımızın bir diğer konusu da ulaşım ve alt yapı olacaktır. Toplu taşıma önceliği, çevre dostu ulaşım, akıllı ulaşım, çevre entegrasyonu, nüfus yoğunluğu ve trafik, yayalar ve bisiklet ulaşımı, deniz ulaşımı, demiryolları, hafif raylı sistemler, metro, otopark sorunu ve daha pek çok alt başlıkta ulaşım ve altyapı sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele alacağız. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Aklın ve bilimin yol gösterdiği, dünyada ve çevremizde var olan doğru modelleri örnek alarak kendimize uygulayabilir ve Bursa’da yaşamayı daha güvenli ve konforlu hale getirebiliriz. Bu çerçevede ilgili bilim kurulumuzun hazırladığı sorun tespitleri ve çözüm önerilerini içeren raporumuzu paylaşarak kamu idarecileri ve yerel yöneticilere yardımcı olmaya çaba sarf edeceğiz. Kent anayasası ile birlikte sürdürülebilir bir ulaşım master planı acilen oluşturulmalıdır. Unutmayalım ki Bursa hepimizin.

5- SU KAYNAKLARININ KORUNMASI VE YÖNETİMİ

Su ve doğa kenti Bursa aslına dönmelidir.

İklim değişikliği meselesinin en can alıcı yerlerinden biri kuşkusuz kuraklıktır. Bakınız BUSKİ verilerine göre şu an Bursa’nın eğer yağış olmazsa en fazla 50-60 günlük suyu kalmış durumdadır. Üzülerek hatırlatmak isterim ki Türkiye su stresi yaşayan ülkeler arasında yer almaktadır. Dolayısıyla su kaynaklarımızı korumak ve doğru yönetmek yakın gelecek için hayati bir önem taşımaktadır.

Bursa her geçen yıl hem nüfus hem konut hem de sanayi anlamında büyüyor. Kızılderililerin bir sözü vardır: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.”

İşte değerli arkadaşlar bu nedenlerden dolayı 2050 Yılı Kent Anayasası hazırlanırken, Bursa’nın sürdürülebilir ve yaşanabilir bir kent olabilmesi için doğal kaynaklarının korunması ana hedefi ile hazırlanması ve Bursa’nın suyunu içen herkesin plana sahip çıkması gerektiği unutulmamalıdır!

6- DOĞAL, TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI

Koruma kullanma dengesi içerisinde bu planlamalar kent anayasası ile birlikte yapılırken kaybetmiş olduğumuz şehrimizin ruhunu, değerlerini ve tarihi eserlerini tekrar geri kazandırmak en önemli hedeflerimizden biri olmalıdır.

Köklü geçmişi ile aynı zamanda bir tarih kenti olan Bursa’mız için önemli olan bir diğer konuda koruma-kullanma dengesinin sağlanmasıdır. Koruma bölgelerinde, koruma kullanma dengesi vardır. Tüm dünyada bu dengeye riayet edilir. Koruma kullanma dengesini kurmak bir alanın korunması için en önemli şeydir. Kullanılmayan bir ev veya herhangi bir yer zaman içinde çöker, bir çöküntü alan haline gelir. Onun için bizim, koruma alanlarını mutlaka planlamamız, orada hayatın devam etmesini, modern koşulların tarihle buluşmasını, modern çalışma ve buluşma alanlarının tarih içinde kendine yer bulmasını mutlaka sağlamamız gerekiyor.

Bugüne kadar yapılan plansız şehirleşme ve büyüme ile Bursa’mızın doğal, tarihi ve kültürel değerini kaybetmiş bulunuyoruz. Bu sebeple kaybetmiş olduğumuz kent ruhumuzu geri getirmek, günümüze kalan sınırlı sayıdaki bu değerleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak gibi bir sorumluluğumuz vardır.

Öncelikle hedefimiz Osmanlı’nın başkenti, kurtuluş savaşının temellerinin atıldığı şehrimizin tarihi ve kültürel miras envanterini çıkarmak, yeni planlamamızda Koca Sinan’ın yapı yapmaya kıyamadığı Bursa için aynı hassasiyetlere sahip bir yaklaşımla dönüşümü ve yenilemeyi sağlamak olmalıdır.

7- KENT ANAYASASI, MİSYON VE VİZYON

Misyon ve Vizyonumuz: 2050 Hedef Kent Anayasası

Bursa, Türkiye’nin 81 ili arasında en hırpalanmış şehirlerinden bir tanesidir. Bize göre her şeyden önce tüm sorunların temel kaynağı planlama eksikliğidir. Yani 1/100.000’lik çevre düzeni planından bahsediyoruz. 1998 yılında Büyükşehir Belediyemiz ve Bursa dinamiklerinin birlikte hazırladığı 2020 yılı Bursa Çevre Düzeni Planından sonra aradan geçen 26 yıldan bugüne kadar yeni biri plan hazırlanmamıştır. Kaldı ki bugün yaşadığımız sorunların temelinde de büyükşehir belediyesinin ortak akılla hazırlattığı planın delik deşik edilmiş olması yatmaktadır. Evliya Çelebi’nin o meşhur sözüyle su şehri Bursa’da işler suyun akışına bırakılmış, dar bir çevrenin talepleri doğrultusunda şekillenmiştir ve maalesef sonuçları da ortadadır.

Şu anda Büyükşehir Belediyemiz yeni bir Çevre Düzeni Planı konusunda bizim de içinde olduğumuz bir çalışma başlatmıştır. Ulaşımdan alt yapıya, yapı stoğu envanterinden kentsel dönüşüme, su kaynaklarından tarımsal alanlara, afet yönetiminden dirençli şehirlere ve daha pek çok alanda Bursa’nın sadece bugününü değil yarınını da düşünerek hazırlanacak ideal bir plana ihtiyacımız olduğu çok açıktır.

Şu ana kadar bahsettiğimiz kent sorunlarının tamamı birbiriyle bağlantılı olup, bütüncül bir yaklaşımla, şeffaf bir şekilde, ortak akılla ve Bursa’nın menfaatleri öncelenerek, artık birilerinin hayal ettiği Bursa değil, 2050 yılında gelecek nesillerin bizlere teşekkür edeceği, İstanbul’un arka bahçesi olmayan, yaşanabilir, huzurlu, dirençli, tarımı ile turizmi ile sanayisi ile koruma kullanma dengesi çerçevesinde sürdürülebilir şekilde büyüyen, kentin ruhunu tekrar geri kazandıracağımız bir planlama için hep birlikte ayağa kalkmalıyız. Sonuç olarak, Ekim ayından itibaren her ay düzenli olarak sizler ile bir araya gelmeyi ve hem komitelerimizce hazırlanan raporları hem de gündeme dair görüşlerimizi sizler ile paylaşmak istediğimizi söylemek istiyorum. Hazırlanmakta olan raporlarımızın içerisinde kent anayasası, afetlere hazırlık ve afet eylem planı, kentsel dönüşüm, kaçak yapılaşma, ulaşım ve altyapı, su kaynaklarının korunması ve yönetimi, doğal, tarihi ve kültürel mirasın korunması konuları gibi başlıklarımız olacak.”  

Editör: Zehra Ceviziş