Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 25 Aralık’ta Azerbaycan Hava Yolları, Bakü-Grozni seferini yapan Embraer 190 uçağının Aktau’da düşmesiyle yaşanan kazayla ilgili açıklamalarda bulundu.

Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Zirvesi için St. Petersburg’a uçtuğu anda kazayla ilgili bilgi aldığını belirten Aliyev, “Hemen talimat verdim ve uçak Bakü’ye döndü. Bakü’ye varır varmaz havaalanında acil bir toplantı düzenledim. Bakü’ye dönerken emrimle Devlet Komisyonu kuruldu ve ilgili kurumların temsilcilerinden oluşan bir heyet derhal Aktau’ya gönderildi. Çünkü bir an önce konuyu araştırmaya başlamaları gerekiyordu. Öncelikle uçağın kalıntılarının durumu hakkında bilgi sahibi olmaları, yerinde gözlemler yapmaları, görüntü ve fotoğraf temin etmeleri ve bunları kamuoyuna sunmaları gerekiyordu. Aynı zamanda bir grup Azerbaycanlı doktor da Aktau’ya sevk edildi. Kazak tarafı ise yaralıların iyileştirilmesi ve tıbbi bakım sağlanması konusunda hiçbir çabadan kaçınmadı. Aynı zamanda talimatım üzerine Azerbaycan Başsavcılığı ceza davası açtı, Kazakistan ve Rusya’da da benzer adımların atıldığını biliyorum” dedi.

Kazayla ilgili ilk sonuçlara varıldığını ancak bütün detaylarının kara kutuların açılmasının ardından belli olacağını vurgulayan Aliyev, “Ancak kazanın ilk sonuçları da oldukça makul gerçeklere dayanıyor. Gerçek şu ki, Azerbaycan’a ait bir sivil uçak Rusya topraklarında, Grozni kenti yakınlarında dışarıdan hasar gördü ve neredeyse kontrolü kaybetti. Uçağımızın radyo-elektronik savaş yoluyla kontrol edilemez hale getirildiğini de biliyoruz. Bu, uçağa yönelik ilk tehdittir. Aynı zamanda yerden açılan ateş sonucu uçağın kuyruk kısmı da ağır hasar görmüştü ve hemen aynı gün ekibimiz Aktau şehrinde bu görüntüleri çektiğinde kamuoyu da bilgilendirilmiştir. Gövdenin deliklerle dolu olması kim tarafından ortaya atıldığını bilmediğimiz ‘kuş sürüsü’ versiyonu şüphesini tamamen ortadan kaldırdı” ifadelerini kullandı.

Uçak vurulduğunda pilotun bunu kuşların uçağa çarpması olarak algılayabilmesinin mümkün olduğunu belirten Aliyev, “Çünkü bize dost olan bir ülkede uçağımıza yerden ateş açılacağını muhtemelen kimse düşünemezdi. Maalesef Rusya’nın bazı çevreleri bu iddiaya bağlı kalmayı tercih etti. Bizi üzen ve şaşırtan şeylerden biri de Rus resmi makamlarının gaz tüpünün patlamasıyla ilgili iddialar ortaya koymasıydı. Yani Rus tarafının konuyu örtbas etmek istediğini açıkça ortaya koydu ve bu elbette kimseyi sevindirmiyor. Tabii uçağımız kazara düşürüldü. Elbette burada kasıtlı bir terör eylemi yapılması söz konusu değildir. Dolayısıyla suçun kabul edilmesi, dost ülke sayılan Azerbaycan’dan özür dilenmesi, kamuoyuna duyurulması atılması gereken adımlardı. Maalesef ilk 3 gün Rusya’dan saçma sapan iddialardan başka bir şey duymadık” dedi.

Uçak kazasının tüm detaylarının araştırılacağını belirten Aliyev, “Azerbaycan ilk günden bu yana bu olayla uluslararası uzmanlardan oluşan bir grubun ilgilenmesinden yanaydı. Rus tarafı bize resmi olarak Eyaletlerarası Havacılık Komitesi’nin bu olayı araştırmasını teklif etti. Kategorik olarak reddettik. Sebebi açık. Çünkü bu kurumun ağırlıklı olarak Rus yetkililerden oluştuğu ve kurumun başında Rus vatandaşlarının olduğu bir sır değil. Objektiflik kriteri burada tam olarak karşılanamayabilir. Kazanın hemen ardından Rusya’nın adil ve yeterli adımlar attığını görseydik belki itiraz etmezdik. Ancak konunun örtbas edilmeye çalışıldığını açıkça gördük. Bu nedenle Kazak tarafıyla yakın temasta bulunarak bu tavrımızı dile getirdik. Yine ‘kara kutular’ açılıp daha detaylı bilgi aldığımızda konunun tüm detayları ortaya çıkacak ve bugün soru olarak kalan birçok konu da netlik kazanmış olacak” ifadelerini kullandı.
Uçağın Grozni’ye inememesi sorusunun akıllarda kalan soru işaretlerinden biri olduğunu vurgulayan Aliyev, “Radyo-elektronik savaşın etkileri uçağın kontrolünü ne ölçüde etkiledi? Hava saldırısı ve uçağın yanında meydana gelen patlamanın sonuçları ne kadar etkili oldu? Çünkü şunu da belirtmeliyim ki, bu apaçık gerçeği inkar edip burada saklamaya çalışmak hem saçma hem de akılsızlıktır. Çok şükür mürettebatın kahramanlığı sayesinde uçak acil iniş yapabildi. Yolcuların çoğu kurtuldu. Uçağı delen şarapnel parçaları sebebiyle yolcu ve mürettebatta oluşan yaralanmalar ortada. Olayı bazı kuşlara atfetmek ya da gaz tüpü patlaması olarak tanımlamak hem aptallık hem de sahtekarlıktır” dedi.

Minvod ve Mahaçkale havaalanlarının daha yakın olmasına rağmen uçağın neden Aktau’ya gönderildiğinin başka bir soru işareti olduğunu belirten Aliyev, “Bu objektif bir seçim miydi? Bazıları uçağın Grozni tarafından kasıtlı olarak gönderildiğine inanıyor. Çünkü uçak zaten kontrolden çıkmıştı ve uçağın denize düşme ihtimali yüksekti. Bu durumda, şaşırtma girişimleri başarılı olacak ve ‘kuş versiyonu’ sebep olarak sunulacaktı. Bazı uzmanlara göre Aktau, açık alan olması ve yerleşim bölgelerinin havalimanına uzak olması nedeniyle seçilmişti ve uçuş ekibi bunun acil iniş olacağını varsayarak bunun için daha uygun bir yer seçmiş olabilirdi. Ancak havaalanları yakın olsa bile kontrol edilemez bir durumda olan uçağı deniz üzerinden daha uzun mesafelere uçmak daha riskliydi. Yani tüm bu soruların cevabı henüz yok. Azerbaycan tarafı olarak ve şahsen mümkün olduğunca adil olmaya çalışıyoruz. Bu konular netleşinceye kadar bazı belirsiz konular hakkında yorum yapmak istemiyoruz. Ancak ortada olan konularda tam bir kararlılıkla görüşümüzü söylemeliyiz ve söyleyeceğiz” diye konuştu.

Güney Kore'de 7 günlük ulusal yas Güney Kore'de 7 günlük ulusal yas

Pilotlar ve tüm mürettebatın büyük bir kahramanlık gösterdiğini belirten Aliyev, “Pilotlar, kontrol edilemeyen uçağı çeşitli şekillerde kontrol etme konusunda hem profesyonellik hem de kahramanlık gösterdi. Deneyimli pilotlardı ve bu zorunlu inişten sağ çıkamayacaklarını biliyorlardı. Ancak yolcuları kurtarmak için cesaret gösterdiler ve bu sayede kazadan sağ kurtulanlar oldu. Bu sayede gövdenin bir kısmı yanmadı ve uçağın Rusya tarafından düşürüldüğünü bugün açıkça söyleyebiliriz. Bu bir gerçektir ve bunu kimse inkar edemez. Tekrar söylüyorum, bilerek yapıldı demiyoruz ama yapıldı” dedi.
Kendisinin talimatıyla AZAL tarafından Rusya’nın bazı şehirlerine uçuşların iptal edildiğini hatırlatan Aliyev, “Bunun temel nedeni elbette güvenlik sorunlarıdır. AZAL, Rusya’nın 7 şehrine olan uçuşlarını süresiz olarak durdurdu. Aynı zamanda Rus havayollarının Rusya’nın üç şehrinden Azerbaycan’a uçuşlarını da durdurduk. Yani toplamda 10 şehirle hava bağlantımız kesildi ve yine burada öncelikle güvenlik sorunları ön plana çıkıyor. Yolcularımızın güvenliği her zaman birinci önceliğimizdir ve bu durumu da böylece duyurmuş olduk. Yaptığımızı açıkça yapıyoruz ve yine bu karar verildi. Özellikle Grozni şehrine bu uçuşlar ne zaman yeniden başlayacak mı, başlamayacak mı? Muhtemelen hayır. Ancak Rus hava sahasının güvenlik sorunları mutlaka dikkate alınacaktır” açıklamasını yaptı.

Taleplerini Rus tarafına açıkça ifade ettiklerini belirten Aliyev, “27 Aralık’ta bu talepler resmen kendilerine iletildi. Öncelikle Rusya tarafının Azerbaycan’dan özür dilemesi gerekiyor. İkincisi suçunu itiraf etmesi gerekiyor. Üçüncüsü, suçluları cezalandırılmalı, Azerbaycan devletine ve yaralanan yolcu ve mürettebata tazminat ödemelidir. Bunlar bizim şartlarımız. Bunlardan ilki dün zaten sağlandı. Umarım diğer şartlarımız da kabul edilir. Bütün bu koşullar adildir. Tekrar söylüyorum, Azerbaycan kamuoyu konunun her yönüyle bilgilendirilecek ve bilgilendiriliyor. Tekrar söylüyorum, umarım taleplerimiz kabul edilir” ifadelerini kullandı.

Editör: Zehra Ceviziş